MHP muhalefetinde hareketli günler yaşanıyor. Deutsche Welle'den Cengiz Özbek'in haberine göre MHP Genel Başkan yardımcısı iken istifa edip muhalefet safına geçen ve geçtiğimiz yıl MHP genel başkanlığına adayken partiden ihraç edilen Prof. Dr. Ümit Özdağ, yeni bir siyasi oluşum kurulması için çalışma halinde olduklarını söyledi.

Ümit Özdağ, yeni parti kurulması için yürütülen süreçte Meral Akşener ile birlikte çalıştıklarını belirterek, "Toplumda böyle bir talep var... Son referandumda da 'Türk milliyetçileri Hayır Diyor' platformu referandumun en etkili, en belirleyici gücü oldu. Tabii ki bu politik güç, çok daha kapsayıcı bir biçimde kendisini siyasette ifade etmek için bir çalışma yapıyor" dedi. Bu partinin sadece MHP'lileri kapsamayacağını söyleyen Özdağ, "Bizim öncülüğümüzde olacak ama sadece MHP'den ayrılanlar bir parti oluşturmuyor. Ama bizim öncülüğümüzde olduğu da açık. Bunun çalışmasını yapıyoruz" diye konuştu. Ümit Özdağ'ın bu çıkışı söylenti halinde olan yeni bir parti kurulacak iddiasını bir nevi birinci ağızdan resmileştiriyor. Öngörüleri ile bilinen Devlet Bahçeli'nin geçen yıl "5. Parti geliyor" söylemi ise bu Ümit Özdağ'ın açıklamasının tesadüf olmadığını ortaya koyuyor. Bu yazımda MHP muhalefetinin ortaya çıkışı, nedenleri ve sonuçları hakkında analiz yapmayacağım. Belirtmek istediğim konu, köy köy dolaşıp, şehir şehir gezip, konferans ve toplantılar yaparak ilk muhalif çıkışı yapan Sinan Oğan'ın kendi başını çektiği muhalefet tarafından alaşağı edilmesidir. Bu şahsımın iddiası değil Sinan Oğan'ın yaptığı açıklamanın sonucu ortaya çıkan bir sonuçtur. 

Sinan Oğan, "MHP'de 18 Mart 2018'den daha erken bir tarihe alınacağını, muhtemelen Ekim 2017 gibi MHP'nin olağan kurultayının erkene alınmış bir şekilde yapılacağını düşünüyoruz. Öncelikle MHP içinde mücadelenin zorlanması gerektiğini düşünüyoruz. Kurultaydan bir netice çıkmaz ve Türk milliyetçilerine büyün kapılar kapanırsa diğer alternatifler masaya yatırılıp değerlendirilebilir. Bizim şu an bütün çalışmalarımız MHP'nin olağan kurultayına yönelik. Biz ve ekip arkadaşlarımız bütün enerjilerimizi yeni parti veya oluşum yerine MHP'de genel başkanlık mücadelesine vermiş durumdayız" diyor ancak ardından baklayı ağzından kaçırıyor;

"Yeni parti çalışması içinde olan arkadaşların, bu konuda bizim kapımızı çalıp bizimle bir istişare yapmadıklarını söyleyebilirim. Bu tür şeyler, istişareyle olacak şeyler" ifadesini kullanan Oğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye bayrak açmalarına neden olan gerekçenin de istişare eksikliğini olduğunu söyleyip "Bizim MHP genel başkanlığına aday olmamızın ve genel başkana karşı bayrak açmamızın en temel sebeplerinden birisi genel merkez yönetiminin istişare etmeden kararları tek başına almasıydı. Şimdi temel gerekçelerimizden biri bu iken, yeni parti gibi çok önemli bir kararın istişare edilmeden alınması ve bu çalışma içine girilmesi, gösteriyor ki yeni parti fikrinin temel sorunu MHP'deki temel ayrılma gerekçemizle aynı: İstişare eksikliği" diyerek sözlerini bitiriyor. 

Kısacası kurulması planlanan yeni partide yer almayacağını değil "çıkışını kendi yaptığı ve sonrasında bu muhalefete dahil olan siyasi muhalefet tarafından muhattap kabul edilmeyip kendisiyle istişare yapılmadığını ve yeni parti projesine alınmayacağını" itiraf etmiş oluyor. 

İşin özeti budur. 

Sinan Oğan her ne kadar "hedefim başka parti değil MHP Genel Başkanlığı" dese de yaptığı açıklamanın satır aralarında yeni parti oluşumuna giren ekibin kendisini muhattap almadığını söyleyerek yeni parti ekibine serzenişte bulunuyor. Oğan, yeni parti ekibinde bulunursa kendisinin silineceğini biliyor ve siyasetini sağlama almaya çalışıyor. Ancak kendi adına üzücü bir durum tezahür ediyor ve siyasette çırak çıkıyor. 

Artık kendisi de anlamıştır ki MHP muhalefetinin başını çekenler ve yeni parti ekibi güvenilmezdir. Yeni partiden de diskalifiye edildiğine göre tek başına MHP muhalefetinde ses getiremeyeceği kesin. Zaten kendisinde yaptığı muhalefetten dolayı da bir pişmanlık seziyorum. Son pişmanlık fayda eder mi? Bunu MHP Genel Merkezinin kıymetli yöneticilerine ve Genel Başkanımızın takdirine bırakıyorum. 

Sinan Oğan, başını kimin çektiği belli olmayan bir kervanda yol almaktan pişman olmuş mudur bilmiyorum. Fakat bir daha ülkücülerden başka kimseye güvenmeyeceğini öğrendiğinden eminim.