Suriye Siyasetinde, Suriye Türkler'inin Stratejik Önemi.
Suriye Devletinin 1970'li yıllardan bu yana diktatörlük üzerine kurulan Bass Partisi'nin yönetimi altında olması, yöneticilerin İngiliz Kraliyeti ‘ne bağlı olduğundan dolayı azınlık kesim olan Suriye Türkleri üzerinde bir sürü proje yürütülmesine neden oldu. Suriye Türkleri, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra demografik saldırılara maruz kaldığı, kimlik tecridi ve temel hak ve hürriyetten yoksun bırakılmıştır. Büyük Türk Devlet'lerinin hamisi olarak bilinen Suriye Türklerinin nüfus dağılımı harita konumlarına bakarak hicaz demiryolunun geçtiği bölgelerde yoğun oldukları görülmektedir. Rivayetlere göre İstanbul'dan Mekke'ye hac maksadıyla demiryolu üzerinden seyahat eden Türklerinin o topraklarda olası bir saldırıya maruz kalmamaları için o bölgelere Suriye Türkleri ( Türkmenler ) görevli olarak yerleştirilmiştir. Ancak Suriye Bahar’ının başlamasıyla hükümetin Türkler hakkında gerçekleştireceği projelere bir kapı açmıştır. 70'li yıllardan Türk köylerinin birçoğunu dağıtmaya yönelik hamleler uygulansa da Suriye Türkleri bunun üstesinden gelmiştir. Bazı köy ve kasabaların çoğunluğu veya tamamını oluşturan nüfus Türk nüfusudur. Hükümet Arap-Türk kışkırtması yaparak o bölgelerde bazı etnik çatışmalara neden olmuştur. Bu ise iki halk arasında yıllarca gerginliğe, kin ve nefretin yayılmasının ilk eğilimidir. Siyasi arenada ise Suriye Türklerinin varlığı devlet düzeyinde %1'i geçmemektedir. 4 Milyon nüfustan oluşan Suriye Türkleri Cumhurbaşkanlığı, Bakanlıklar ve İdare düzeyinde temsil hakkı bulunmamaktadır. Yerel anlamda ise çoğunluk oluşturdukları köy ve kasabalarda mevcut olan belediye başkanlığı ellerinde olsa da merkezi hükümetten aldıkları destekler diğer belediyelerle karşılaşma yaptığımızda büyük bir farkla karşı karşıya kalırız. Hükümetin temel politikası Suriye Türklerinin siyasi arenadan uzak tutma olduğu için merkezi ve yerel anlamda temsil hakkının verilmesi için herhangi bir destek vermemiştir. Suriye Devrim'inin veya Bahar’ının başlamasıyla beraber Suriye Türklerinin maruz kaldığı saldırılar sadece merkezi hükümetten kaynaklanmadı. Bölgede bulunan Rusya, İran, Hizbullah, Şebbiha, Ermeniler ve Nusayri kesim, PKK-YPG, İŞD ve Arap Örgütlü Çetelerden cephe açıldı. Bölgesel olarak cephelerin şiddetlendiği bir zamanı avantaja çevirmek isteyen bu gruplar Suriye Türkleri ‘ne en ağır şekilde hücum pozisyonunu aldı. Suriye Türkleri kendi aralarında oluşturdukları savaşçı gruplarla onlara karşı savunma pozisyonuna geçsede ellerinde bulunan silah ve mühimmat yokluğu nedeni ile bölgede bir yenilgiye maruz bırakıldılar. Bu grupların eline geçen bölgelerde Suriye Türkleri ‘ne yönelik en ağır işkence türleri uygulandı. Bu ise Suriye Türklerinin tekrar Anavatan'a dönmelerinin ilk sebebi idi. Çatışmaların şiddetlendiği zamanlarda ise merkezi hükümet bunu avantaj görerek Suriye Türkleri ‘ne demografik değişim planını devreye soktu ve bu planı başarılı kıldı. Şuan Türklerin bulunduğu bölgelerde varlıkları yoktan ibaret. O bölgelerde halen Suriye Türkleri bulunuyor olsa da azınlık durumdalar. Azınlık derken bulundukları köy veya kasabaların eskide nüfus çoğunluğu Türkler ‘in lehine idi ancak bu zamanda aleyhine. Bu durum ise oradaki Türklerin ikinci bir Uygur Senaryosuna karşı karşıya bırakacağını düşünüyorum. Böylece karşılaşmak veya görmek istemediğimiz acı sonuçlar doğuracaktır.
Şimdi Suriye Devrim’inin başlamasıyla beraber SMO ülkenin %95'ini kontrol altında tutmuştu. Ancak merkezi hükümetin Rusya, İran, Hizbullah, Şebbiha, Ermeniler, Nusayri kesim, PKK-YPG, İŞD ve Arap Örgütlü Çetelerden aldığı desteklerle ülkenin kontrolünü elinde tutumayı becermiştir. Maalesef durum bu. Ancak o zamanlarda dahi yani devrimci düşüncesiyle hareket eden yapılar içinde de Suriye Türkleri’ne yer verilmemiştir. Türkiye Devletine karşı Batı merkezli planları başarılı kılmak için Suriye Merkezi Hükümeti'nin bölücü PKK-YPG terör örgütüne kuzey bölgelerini bırakmış, Türkiye Devleti'nin sınırlarını tehdit edecek her hamleyi desteklemiş ve bu denli terör örgütü beslemiştir. Türk'lere karşı Arap Kavmiyeti kitaplarında kini ve nefreti yayanlardan bu beklenir zaten. Şimdi ise genel duruma baktığımızda şu an SMDK denilen koalisyon (Suriye Muhalifler ve Devrimciler Koalisyonu) içinde de Suriye Türklerini temsil edecek kişilerin sayısı azdır. Bunu geçerek Suriye Türklerinin kurmuş olduğu Suriye Türkmen Meclisi'nin askıya alınması gereksiz olduğu aşikâr. Her iki taraftan zarar gören Suriye Türkleri kendi kurdukları meclisin dahi faaliyet göstermesine yasağın getirilmesi yapıcı değildir. Suriye Türkmen Parti'leri dahi bugünde varlıkları yoktan ibaret. Diyeceğim şu ki Suriye Türk'lerinin siyasi arenadan uzak tutulması acemice buluyorum. YPG terör örgütlerine karşı karşıya savaşan ve binlerce şehit veren başta kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ve Suriye Türkleridir. Askeri anlamda varlıkları Suriye Türklerinin siyasi arenada temsil edileceği anlamına gelmez. Daha düne kadar SMDK içinde Türkmen'lere gelecek hükümette temsil hakkı verecek miyiz? tartışması yaşanıyordu. Bu durum ise utanç vericidir. Gelecek Suriye siyasi arenada Suriye Türklerinin bulunması zaruretten ziyade en doğal haklarıdır. Netice olarak Suriye Türklerinin stratejik olarak o bölgelerde tekrar bir temsil hakkına sahip olmaları gelecek yıllar için ehemmiyet taşımaktadır. Yeniden Suriye Türkleri için Suriye Türkmen Meclisi'nin faaliyete geçmesi başta PKK-YPG olmak üzere varlıklarını o bölgelerde istemeyen birçok örgütü ve devleti rahatsız edecektir. Böyle bir adımı ve bu göreve hazır olan birçok siyaset bilgisi ile donanımlı olan Türkmen gençlerinin beklediğini düşünüyorum ve görüyorum. Suriye Türkmen Meclisi ekip değişikliği ile yeniden faaliyete geçmesi Türkmen gençliğinin beklediği ve buna hazır olduğu bir hamle olacağına inanıyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.