Geçtiğimiz günlerde Sözcü gazetesinin bir manşeti vardı. ‘CHP yandaşlığı yapacağız’ diye kendilerini ancak bu kadar rezil edip, küçük düşürebilirlerdi. Onu da o manşetle başardılar!

Sözcü gazetesi manşetinde “CHP Etkinliğine PKK Saldırısı” başlığını kullanmış. Üst yazı olarak da “CHP, ‘PKK ve HDP ile ittifak yapıyor’ diyenler görsün” cümlesi yazılmış… Sözcü’nün manşetini tarif edecek olsa olsa “Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı” deyimi olur.

CHP İsviçre örgütü tarafından düzenlenen toplantıyı bölücü terör örgütü PKK yandaşları basarak, kürsünün önünü işgal ettiler ve bebek katili Apo’nun posterini açtılar ama bu asla Sözcü’nün yapmaya çalıştığı propagandayı doğrulamıyor.

Terör örgütü PKK’nın yandaşları tarafından CHP toplantısına yönelik yapılan bu eylem, bir aile içi tartışmanın manzarasıdır. Öyle olmasaydı PKK mensupları “Canan Kaftancıoğlu sözünü tut. Mahir Kılıç’ı işine iade et” diye pankart açarlar mıydı?

Ortada PKK’lılara söz veren bir CHP var ama evlere şenlik Sözcü “CHP, ‘PKK ve HDP ile ittifak yapıyor’ diyenler görsün” diye aklınca algı yapmaya çalışıyor.

Hele bir de PKK’lılara bu sözü veren, PKK’nın kurucularından olan teröristbaşı Sakine Cansız’ın ardından ağıtlar yakmış CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ise Sözcü’nün rezil yandaşlığı tescillenmiyor mu?

CHP’nin programını basan PKK’lılar “Bize niye sahip çıkmıyorsunuz?” diye isyan ediyor. Sözcü gazetesi de buna rağmen CHP dalkavukluğu yapıyor.

CHP, HDP ile ittifak yapmadı mı? Yaptı. CHP, PKK ile birçok konuda iş birliği yapmadı mı? Yaptı.

YPG’liler CHP kürsüsünü işgal edip, “CHP verdiğin sözlerde dur” dediğinde nasıl bu gerçekler ortadan kalkacak? Terör örgütü PKK ve siyasi uzantısı HDP’nin, CHP’ye son günlerde yapmış olduğu tehdit gibi uyarılar ve sitemler ne ise İsviçre’deki YPG’lilerin CHP’ye yaptığı odur.

PKK’nın en üst düzey yöneticilerinden olan teröristbaşı Sabri Ok “Herkes tutumunda kararlı olmalı. Güç birliği yapılmalı. Ancak CHP bu savaşa karşı durmadı. CHP İstanbul, Mersin, Adana gibi yerleri HDP sayesinde kazandığını çok çabuk unuttu” diyorsa, HDP Eş başkanı Pervin Buldan “Bunu üzülerek söylüyorum. Oysa biz Türkiye’nin demokratikleşmesi için, büyük bir demokratik ittifak kurmuştuk. Ve bunu 31 Mart yerel seçimlerinden sonra, iptal edilen İstanbul seçimleri başta olmak üzere birçok yerde demokrasi ittifakıyla aday göstermedik. Demokrasi ittifakı kazansın diye o adayları sahiplendik. Bunlar önemliydi. Çünkü biz geleceğe yatırım yapmak istedik. Fakat bugün Türkiye’nin batısında böylesi durumlar yaşanırken, bölgede yaşananlara ses çıkarmayanlar, bizden cevabı gerektiği zamanda mutlaka alacaklardır.” diyorsa, cezaevindeki HDP eski Eş başkanı Selahattin Demirtaş “Ancak hiç kimse bugünleri de unutmayacaktır elbette. Günü geldiğinde kimse bağrına taş falan basmayacaktır, o bir kere olur. “ diyerek CHP’ye sesleniyorsa burada PKK ve HDP’nin tehdit soslu sitemi ve isyanı vardır.

“CHP, ‘PKK ve HDP ile ittifak yapıyor’ diyenler görsün” diyerek CHP dalkavukluğu yapan Sözcü, “CHP ile ittifak yaptık” diyen bu PKK’lı teröristleri ve HDP’lileri nereye koyacaktır?

Sözcü gazetesi bu yaptığı CHP dalkavukluğunu bıraksın da, PKK’lı teröristlerin CHP toplantısını basıp “Canan Kaftancıoğlu sözünü tut. Mahir Kılıç’ı işine iade et” şeklindeki baskısını sorgulasın?

PKK ve HDP’ye çok yakınlığıyla bilinen CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu için “PKK’lılara ne sözü verdin?” manşeti atacakları yerde, hepimizin aklıyla dalga geçerek “CHPHDP ittifakının” üzerini kapatmaya çalışıyorlar.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “YPG terör örgütü değil, vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşum” diyorsa, CHP’nin birçok üst düzey yöneticisi buna benzer sözlerle YPG’lileri bağrına basıyorsa, bu bir YPG baskınından ziyade aile içi ilişki olarak görülmelidir.

Sözcü gazetesi tüm bunlara rağmen “Cambaza Bak” oyunu oynamaya kalktı. Rezil olduğu, yanına kâr olarak kaldı. Sözcü ve CHP ilişkisinin bu manşet üzerinden halini en iyi anlatan bir başka söz de herhalde “Ben ne söylüyorum, tamburam ne çalıyor” sözüdür.