İslam orduları muhacirlik dönemine son verip peygamber efendimiz komutasında Mekke’yi kuşatmış, ulaklarla savaşmadan şehrin teslimi için haber göndermişlerdi.

                Mekke yönetimi belirli şartlar sunarak mekkeyi teslim etmeyi kabul etmişlerdi.  Peygamber efefdimiz komutasındaki ordu kendi uzun süredir ayrı kaldıkları topraklarına dönmenin mutluluğu ve huzuru içindeydiler. Onlar bu mutluuğu yaşıyordu yaşamasına da Hz.İbrahim’in inşa ettiği müslümanın kıblegahı kabe müşriklerin ibadethanesine dönüştürülmüştü.

                Kabenin bakımı üç kuşaktır aynı aile tarafından yapılmaktaydı. Son bakıcı iman etmemişti. Peygamber efendimiz kabe anahtarını o iman etmemiş zattan alır. Amcası Abbas Resulullaha dönerek Ey Allahın Resulu bu şerefi bana verirmisin diye ricada bulunur. Peygamberimiz amcasını kırmaz ve nahtarı amcasına verir.

                Müthiş ki ne müthiş bir şey yaşanır. Alemleri yaratan Yüce Allah Cebraili gönderir. Resulullaha şu müthiş emri getiri Cebrail.

                “İŞİ EHLİNE VER”

                Bu Allahın peygamberine buyruğudur. Yani müslüman olduğunu kabul eden herkese buyruğu. İşi ehline vermek.

                Biz geldiğimiz noktada işi ehlinden ziyade bizden olana diye veriyorsak Allah emrine karşı gelmiş olmuyormuyuz.

                İşin ehli olmak.

                İşin ehli olmak o işin adı ne olursa olsun evvelini ahirini, adım adım hesabıyla irdeleyebilen attığı adımın getiri götürü hesabını yapabilendir.

                Başbuğ Alparslan Türkeş konuyla ilgili ne güzel bir tanımlama yapmıştır.

                “BECERİKSİZLİKLE İHANET ARASINDA ; KILDAN İNCE BİR ÇİZGİ VARDIR...BECEREMEDİĞİ HALDE, MAKAM, MEVKİ İŞGAL ETMEK, EN BÜYÜK İHANETTİR...”

                Başarı sayının çokluğuyla değil başarılan işin boyutuyla ölçülmelidir. Bu gün bizi eleştirenlerin görmediği dün surda mersinde hatta istanbulun göbeğinde gazi mahallesinde terörün ve terör-it in başına bela olduğu bir ülkeden bu gün artık terörün bitme noktasında bir yere geliş öyküsüdür başarımız. Dün devletin hemen her organına nakış gibi işlenmiş farklı bir terör yapılanmasının ilmiklerinden bir bir sökülmesiyle devletin bunların elinden kurtarılmasıdır başarı.

                Bakmakla görmenin farkıdır bunlar. Kör bakan suizan yüklü bakışlar göremez aydınlık yolculuğunu. Ya görmez ya görür suizanlıdır.