ÜLKÜ OCAKLARI DERGÂHIMIZ, OLCAY KILAVUZ ONURUMUZDUR!
Bu yazı gündelik siyasi algılardan arınılmış, ideolojik hislerimin ideoloji müsveddelerine ithaf olunur.
*
En basit ve güncel tanımıyla Ülkücülük; Türklük gurur ve şuurunu, İslam ahlak ve faziletiyle bütünleştirmekti
Ülkücülük saf, biyolojik ve laboratuara dayalı bir milliyetçilik anlayışını reddetmiştir.
Laboratuar milliyetçiliği son zamanlarda o kadar çok artmış ki!
Birde kendilerine Ülkücü(!) derler…
Eyvah!
*
Aynı zamanda Ülkücülük ahlaki değerlerin en ağırlaştırılmış halini ahlakçılık ilkesi olarak benimsemiş bir aksiyon hareketidir.
Ahlaksızlık ise kendini milliyetçi olarak nitelendiren herkes için ardır, haysiyetsizlikti
Velhasıl Ülkücülük; ahlaki değerleri hiç olan, ne inanışımızla ne de kültürümüzle alakasız insanlara bozkurt işareti yaptırmayı reddeder!
*
Türk milliyetçilik tarihinin en başarılı icraatlarını ortaya koyan Ülkü Ocakları, yine Türk milliyetçiliğini
İspat mı istiyorsunuz?
Hemen verelim.
Türkiye de (özellikle son zamanlarda artan) Türk Milliyetçisi dernek, vakıf vb. oldukça fazladır. Lakin hatırlarsanız Türkiye-Rusya münakaşasında Rus televizyon kanalları bu kadar fazla milliyetçi kurum varken haber programlarında olası savaş vb. durumlarda Ülkü Ocaklarını tehdit olarak görüyor, Rus halkına Ülkücüler ve Başbuğumuz Alparslan Türkeş hakkında bilgiler veriyordu.
Münakaşa devletsel nitelikte bitti ama daha geçtiğimiz gün Rus milletvekili, Rusya Başsavcılığına ‘’Ülkü Ocakları terör örgütü’’ sayılsın diye dilekçe verdi.
*
Ülkü Ocaklarının biiznilah Yunusluğu, Türk Dünyası ve İslam âlemine uzanmış, Yavuzluğu ise Rusya başta olmak üzere tüm zalimleri korkutmuştur.
*
2012’den bu yana emanet olarak aldığı görevi liyakat ve saygınlığı ile tüm gönülleri fethederek devam ettiren Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz, dönemin yetkilileri Kerkük’e giremezken kendisi bırakın korumaları, yaklaşık 17 yardım tırı ile Kerkük’e girmiş, ‘’Evladım Türkiye nerede’’ diyen yaşlı Türkmen ninemize ‘’Geldim! Buradayım teyzem.’’ Diyerek Ülkücü duruşu tekrar zirvelere taşımış ve hepimizin gözlerini yaşartmıştır.
*
Galip Erdem’in bir kıssası vardır, kısaca aktaralım.
Derki Bilge Erdem; ‘’Ağrı Dağının zirvesine kendimiz çıktık, davayı unuttuk!’’
Olcay Kılavuz emanet aldığı görevi Ağrı Dağı’na yola koyulmak kaydıyla sırtlamış, kendi nefsini dağın eteklerinde bırakarak,davasını zirveye taşımayı şiar edinmiş, Dündar Taşerlerin, Devlet Bahçelilerin halefidir!
*
Hakkında somut bile olmayan şahsi ve çıkarcı karakterlerin, dikkate alınmayacak kadar alçak ve haysiyetsiz tutumları Olcay Kılavuz’u eksiltmez, yüceltir.
Ne diyordu İmam Şafi Hazretleri(r.a); ‘’Fitne zamanında doğru yolda olanı anlamak için düşman oklarını takip edin. Onlar size hak yolu gösterecektir.’’
Bizde düşman oklarını takip ettik ve Olcay Kılavuz’un hak yolda olduğunu gördük!
Hak eden hak ettiğini bulur.
Olcay Kılavuz onurumuzdur!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.