ÜLKÜCÜ HAREKET İKTİDAR OLDU!
Malumunuzdur ki 15 Temmuz kara gecesinden sonra Türkiye’nin iç siyaset ortamı ciddi değişimler göstermiş, bu husus apaçık olduğu gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da söylemlerine ‘’Artık eskisi gibi olmayacak!’’ diyerek yansımıştır. Türk siyasi hayatı, tarihinde fazla örnekleri olmayan bir sürece girdi diyebiliriz artık. Siyasette ki hakaretlerin yerinin nezaket cümleleri, çatık kaşların yerine gülümsemelerin alması bir hoşgörü ortamı oluşturup milli birliğin ihtiyaç olduğu günlerin yaralarına bir nebze de olsa su serpmektedir. Yaşanan vakıalardan sonra tüm siyasi liderlerin katıldığı Yenikapı mitingi, Devlet Bahçeli’nin de dediği gibi Bizans tohumlarına bir şamar olarak inmiştir. Yenikapı’dan sonra adli yıl açılışı Anamuhalefet liderinin katılmadığı, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin katılımıyla gerçekleşti. Milli birliğin sürmesi gerektiği bu zorlu günlerde adli yıl açılışına CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun balta vurur gibi katılmama kararı sineye çekilecek gibi değildi.
Bahanesi neydi?
Adalete siyaset karışmasın.
Elbette ki bizlerde hukuka ve adalete siyaset girmesin, güçler ayrılığı ilkesi uygulansın fikrindeyiz lakin bir yandan PKK ve FETÖ ile mücadele sürerken diğer yandan Fırat Kalkanı operasyonu tüm ciddiyeti ile devam ederken ve her şeyden mühim olan ülkenin üstünde kara bulutlar geziniyorken bu bahane abesle iştigal olur. Devlet ve millet yok olma tehlikesi ile karşı karşıyayken güçler ayrılığı ilkesi göz ardı edilebilir. Kurtuluş mücadelesinde ki gibi…
Ayrıca adli yıl açılışının sarayda ve siyasilerle beraber yapılması ve vakıanın bununla sınırlı kalması ortada bir siyaset-hukuk karışımı yaşanmadığını gösteriyor.
Süregelen bu olaylar Ülkücü camia içerisinde saçma ve öngörüsüz bir takım eleştirilere sebebiyet vermiştir. Devlet Bahçeli’nin darbe girişiminden sonra hükümete terörle mücadelede açık çek vermesi, Yenikapı mitingi ve adli yıl açılışına katılması bir takım güruhlar 47 yıllık geleneği olan harekete, hadsizce ‘’MHP, AKP çizgisine geçti, AKP’nin arka bahçesi oldu.’’ gibi eleştiriler doğrultuyor. Ancak mizah konusu olabilecek bu eleştirileri inceleyelim de, kim kimin çizgisine geçti görelim…
AK Parti hükümeti 2009 senesinde çözüm sürecini başlattığında ilk ve en çok karşıtlığı Devlet Bahçeli yapıyor, bunun bir hezimet olacağını, bu durumun tamamen teröre zaman kazandırıp güçlendireceğini söylemişti.
AKP bunu tamamen reddetmiş buda yetmemiş gibi MHP’yi çirkin ifadelerle eleştirmişti.
Tarih yaprakları 2015 yılını gösterdiğinde PKK, hükümetin çatışmasızlık anlaşmasına aykırı hareket edip terör faaliyetlerine tekrar başlayarak çözüm sürecini baltalamış akabinde gelişen olaylardan sonra Güneydoğu’da hendeklerin kazıldığı, yollara mayın döşendiği ortaya çıkmıştı.
Hükümet durumdan pişman olmuş, Devlet Bahçeli’nin sözüne gelmişti.
Terör faaliyetlerinin artmasının ardından MHP Lideri Devlet Bahçeli grup toplantısında, hükümetin bu durumdan ders çıkarmasını ve terörle mücadeleyle sert bir şekilde mücadele etmesi gerektiği vurgulamıştı. Aradan bir hafta geçmiş, Cumhurbaşkanı yaptığı bir konuşmada Devlet Bahçeli’nin kuruduğu cümlelerin kelimelerini değiştirerek aynen aksetmişti.
Yıl 2011 idi…
Cemaat-Hükümet herhangi bir sorun yaşamadan ilişkilerini devam ettirirken, Devlet Bahçeli çıktı dedi ki; ‘’Cemaatin tüm faaliyetlerini durdurun, ileride başınıza bela olacak!’’ Dönemin Başbakan’ının ve bakanlarının sarf ettiği cümleleri hatırlıyorsunuzd
Yıl oldu 2016!
Devlet Beyin sözüne geldiler!
Şuanda ise hükümetin ve cumhurbaşkanının politikalarını incelediğimizde ise tamamen MHP’nin yıllardır söylediği politikalar olduğunu rahatlıkla görebiliriz. Daha düne kadar milliyetçiliği ayaklar altına alanlar bugün milli irade ve Türk milleti lafını eksik etmiyor ağzından.
Hatta Cumhurbaşkanı, dün valiler ile yaptığı toplantıda Bilge Kağan’ın, Orhun Yazıtlarında yer alan sözünü kullandı konuşmasında;
‘’Ey Türk! Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe senin ilini ve töreni kim bozabilir, titre ve kendine dön!’’
E şimdi, ehli insaf sahibi olan herkes bu vakıaları incelediğine MHP’nin değil, AKP’nin MHP çizgisine geçtiğini görür.
Mevcut iktidar ülkeyi uçuruma sürükleyen icraatları sebebiyle bataklığa girmiş devleti Ülkücü dünya görüşü ile yeniden kalkındırmaya çalışıyor.
Ülkücü fikriyat resmen iktidar olmuştur.
Bu, Ülkücülerin ve Devlet Bahçeli’nin başarısıdır.
HAYIRLI OLSUN!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.