DİNLER ARASI DİYALOGU ÖZLEYENLER Mİ VAR?
Siyasete girmeyi pek sevmiyorum fakat bu konunun siyaset üstü bir konu olduğunu düşünüyorum.
İstanbul Büyükşehir Belediye’si Evrensel Mevlana Âşıkları Vakfı ile birlikte İstanbul'da Mevlana’nın vefatının 747'inci gecesi münasebetiyle Şeb'i Arus etkinliği düzenledi. Mevlevi geleneğinde bulunmayan kadın-erkek bir arada sema gösterisi yapıldı, Türkçe ezan okutuldu…
Daha sonra Ekrem İmamoğlu “Bence de Kuran’ın Arapça okunması gerekir.” Diye açıklama yaptı.
Yaniiiiiii bizler; bu törenden Ekrem İmamoğlu’nun haberi yok muydu anlamını mı çıkartmalıyız?
Yoksa FETÖ’ nün projesi olan dinler arası diyalogu özleyen ve yeniden gündeme gelmesi için çalışan birileri mi var diye düşünmeliyiz?
*
Hafızamızı tazeleyelim.
Neydi, bir zamanlar 2010’ larda Berlin’de bir kampus açılacaktı ismi “House of One”olacaktı.
İçinde sinagog, kilise, cami ve havra olacaktı.
Herkes o zamanlarda bu projeyi ayakta alkışlıyordu.
İşte İslamiyet hümanizmin temel felsefesidir, aranan proje budur, Türkiye bu projeye öncülük edecektir diye televizyon kanallarında gülücük saçanları unutmadık.
Ve unutturmayacağız, neyse zihinleri bulandırmadan devam edelim.
*
Bu proje; Gladyo’ nun has adamı Graham Fuller’in “Doğu ve Batı Arasında İslam” ile “Ilımlı İslam” adı altında Türkiye için yazmış olduğu kitabın içerisinde yer almaktaydı.
Tabi ki öncelikle bu projenin temelinin atılması için Ortadoğu’da mezhepsel kışkırtmaların ardından dini kıvılcımlarının atılması ve savaş ortamının hazır olması lazımdı.
Daha sonra da taraflar arasında savaşı sona erdiren bir diyalogun kurulması ile bu projenin nihai hedefe ulaşması temel esastı.
Zannediyor musunuz ki bu proje rafa kaldırıldı.
ASLA!
En son geçtiğimiz 23 Nisan’ın 100. Yıldönümünde İBB; “Cumhuriyet ve Demokrasi” broşüründe, “Din ve Vicdan Özgürlüğü” bölümünde haham, rahip, imam ve alevi dedesinin yan yana durduğu bir görsele yer vermişti. Parantez içinde geçmek istiyorum ki aleviliği sanki başka bir dinmiş gibi göstermeleri her kesimden özellikle alevi vatandaşlarımız tarafından büyük tepki almıştı.
Ve şimdi de Şeb-i Arus töreninde kadın-erkek semazen, Türkçe ezan…
Onlara sorarsanız bu işin temelinde insanlık ve hoşgörü var, bizlere sorarsanız işin içinde Graham Fuller var.
Yakında; İBB “Kutsal Kitapları Okuma” adı altında yarışmalar düzenlerse hiç şaşırmayın.
Maksat gerçekten; kutsal dinleri tanımak , anlamak ve anlatmak olsa eyvallah. Fakat; birileri Graham Fuller’in yarım kalan projelerini tamamlamak için görevlendirilmiş gibi sanki…
İster belediye başkanı olsun ister çoban olsun hiç fark etmez. Fuller’in, Türkiye için hazırlanan Büyük Ortadoğu Projesi içerisinde yer alan Ilımlı İslam projesini gerçekleştirmek için göze alamayacağı hiçbir şey yok.
*
Biraz daha derine gidersek aslında İslamofobi de bu projelerden birisi.
İslamiyet’i barbar bir inanış çerçevesinde gösterip, diğer dinlerle diyalog kurmaya zorunlu kıldırmaya çalışan küreselci bir sistem devreye girmiş vaziyette bütün dünyada…
Tarikatlar, devlet kademesinden tutun da toplumun her kesiminde neden bu kadar öbeklendi zannediyorsunuz?
Tek amaçları İslamiyet’in içini boşaltarak dinler arası diyaloga ılımlı bakan bir toplum yaratmak yani Graham Fuller’in BOP projesi kapsamındaki Ilımlı İslam teorisini tamamlamak…
*
Bu konu ile ilgili daha ayrıntılı bir yazı serisi ele almak istiyorum, yazımı sonlandırmadan önce ufak bir anektotu da buraya koymak istiyorum.
Geçen sene kasım ayında Katoliklerin ruhani lideri Papa Franciscus, El-Ezher Kurumu Şeyhi Ahmed et-Tayyib ile görüşmüştü. Bu görüşmede “İnsani Kardeşlik Belgesi” ‘ nde belirlenen hedeflere ulaşmak için ellerinden geleni yapacaklarını ve bütün dünya ülkelerine bu belgeye gönül vermeleri için çağrıda bulunacaklarını ifade etmişlerdi.
Bu görüşmenin ardından Ortadoğu’da dinler arası diyaloga ilişkin farkında olmadığımız tavizler ve gelişmeler yaşandı…
Peki bütün bu yaşananlar bir tesadüf mü? Düşünmek gerek.
Bir sonraki yazımızda görüşmek dileğiyle.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.