PKK’ NIN DAĞLIK KARABAĞ PLANI
Her mazlumun gönlündeki derin sızıdır Dağlık Karabağ…
Ve takvimler Dağlık Karabağ’da ne zaman 25 Şubat’ı gösterse, içim dışımdan daha çok üşür…
Eminim ki tarih, 25 Şubat’ı 26 Şubat’a bağlayan o kara geceyi tıpkı benim gibi zihninden çıkartmak istiyordur.
Her neyse, gönlümdeki bu derin sızıyı 25 Şubat’ı 26 Şubat’a bağlayan gece yazacağım, bu yazım ile Dağlık Karabağ sorununu sizlere daha farklı bir şekilde göstermek istiyorum.
*
24 Nisan 2019 tarihinde Türkmeneli Cephesi sitesinde yer alan bir haber dikkatimi çekmişti, o zamanlarda neden bu konuyu yazmadım diye hala kendime kızarım.
Haberin içeriği şu şekildeydi:
“Daha önce değişik terörist gruplarla birlikte olan Ermeniler bu kez sözde kendi taburlarını kuruyor. Yaklaşık 200 kişiden oluşan grup, 1915 Olaylarının yıl dönümü dolayısıyla bugün faaliyete başladığını ilan etti. Taburun sözde liderlerinden Masis Otanyaf, Suriye’de Kamışlı, Haseke, Serekaniye, Dırbesiye ve Amude gibi kentlere dağılan Ermenileri bir araya getirdiklerini söyledi.
Kandil ve Kamışlı’ dan gelen birlikler Ağrı’dan Ermenistan’a geçmişti. Sevan Gölü bölgesinden PKK’ya ayrılan Vardenes Kampı’na geçen 400 kişilik terör grubu, Karabağ’da savaşın şiddetlenmesiyle birlikte sıcak bölgelere gönderilmişti. PKK terör örgütü içerisinde Ermeni asıllı kişilere ait olan ‘Ağrı Kartalları’ isimli birliğin Livan Karadağ, Hemaran Kervaçiyan ve Servet Bagopşin isimli 3 terörist Ağrı’dan Ermenistan’a geçen gruba kılavuzluk etmişti.”
*
Okuduğunuz üzere ne yazık ki PKK, Dağlık Karabağ’a konuşlandı. Bu süreci, bölgede 2007 yılında başlayan göç hareketleri hızlandırdı. Türkiye’nin doğu illerinden, Irak’tan ve İran’dan 70 binden fazla örgüt üyesi ve sempatizanı kültürel göç sosyolojisi görünümü altında Azerbaycan’a göç etti ve oradan Ermenistan sınır hattı boyunca Bakû-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı’nın da geçtiği en stratejik bölgelere yerleşti.
PKK’nın “Rojhılat” yapılanmasına bakıldığında bu göç hareketlerinin neye gebe olduğunu görmemeniz imkansız. Ermenistan’dan başlayarak, Urmiye Gölü’nün kıyısından Kermanşah’a kadar uzanan büyük ve etkili bir coğrafya düşünün.
Ve Kafkasya’da, Dağlık Karabağ ile Ermenistan’ı birbirinden ayıran Laçin Koridoru…
Verimli toprakları ve çetin arazisi ile örgüt için vazgeçilmez bir iklime sahip, İran’ı, Azerbaycan’ ı ve Ermenistan’ı birbirine bağlayan Laçin Koridoru; PKK tarafından transit bir bölge olarak kullanılmak isteniyor.
Hatta Laçin, örgüt için o kadar çok önemli ki PKK’ nın sözde araştırmacı yazarları Laçin’i Kobani’ ye benzetiyor. “Karabağ’da karşılaştığımız Kobani, kendi geleceğini tayin etmek isteyen çocukların memleketi, kimseyle savaşmıyorlar burada sadece özgürlüklerini koruyorlar, sırtlarına yüklendikleri silah geleceklerinin teminatı…” vb. birçok söylem ile Ermenistan’ın Dağlık Karabağ işgalini meşru kılmaya çalışıyorlar.
Laçin için PKK tarafından ciddi bir lobi çalışması var anlayacağınız…
*
Ermenistan’ın resmi yetkilileri Dağlık Karabağ bölgesinde PKK’ nın varlığını kesin bir dille reddetti. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Vladimir Karapetian "PKK'nın Dağlık Karabağ'a taşınma ve bölgeleri kontrol etme niyetleri ile ilgili asılsız söylentiler bir diğer provokasyondan başka bir şey değildir" dedi, bu açıklamayı yapmasına bile gerek yoktu. ASALA’ nın yuvasından PKK’nın bölgedeki varlığını kabul etmesini beklemiyorduk zaten.
1992’den beri Ermenistan ve Dağlık Karabağ’da faaliyette bulunan PKK burayı yerleşim ve kamp yeri olarak seçti. PKK’nın bölgede var olan ağırlığı 1999 tarihinden itibaren gözle görülür bir artış gösterdi ve artık bölgedeki kamplarda geniş ölçekli silahlı eğitim verilmeye başlandı. Bu arada Irak ve İran üzerinden PKK militanlarının Ermenistan’a geçme çalışmalarında bir artış olduğu da gözlemlendi.
Son zamanlarda Türkiye’nin Suriye’ye düzenlemiş olduğu sınır ötesi harekatlar neticesinde elde etmiş olduğu başarılardan dolayı, örgütte bölgede belli başlı çözülmeler yaşandı. Peki örgüt; yeniden toparlanma sürecini hangi kamplarda geçirecek, eğitimlere nerede devam edecek, bölgeden çekilen örgüt mensupları nereye gidecek?
*
Sonuca gelirsek; PKK’ nın Dağlık Karabağ planı Suriye meselesinden dolayı askıya alındı. Süreç ilerledikçe örgüt, Suriye’de önünü gördüğünde rotasını İran’a çevirecek. Yani Dağlık Karabağ bölgesine…
Örgütün Suriye’de sınırlarımızda nasıl palazlandığını düşünürsek, sınır ötesi operasyon yetkimiz varken Dağlık Karabağ bölgesine de ufak müdahaleler yapılsa çok güzel olur.
Unutmayın ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin gücünün yetemeyeceği hiçbir şey yok.
Bir çıtlatayım dedim, belki duyan olur kim bilir?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.