TERÖR, TERÖR DEDİKLERİ
Dünyada son çeyrek yüzyılda giderek artan ve tüm dünyaya yayılan terör saldırıları, adeta yeni bir dünya savaşına, üçüncü dünya savaşına dönüşmüş gibi görünüyor.
Büyük bir tahrip gücüne sahip nükleer silahların yaygınlaşması, bu silahlara sahip ülkeler ve ittifaklar arasındaki çıkar çatışmalarında, açıktan silahlı bir savaşı önlerken, bu ülkeleri ya da ittifakları, örtülü mücadelelere itmektedir.
İletişim araçlarındaki gelişmeler, dijital sistemlerin yaşamın her alanına girmesi, internetin ve akıllı telefonların sağladığı geniş olanaklar, maliyeti pek de büyük olmayan yöntemleri kullanarak örtülü faaliyetleri kolaylaştırmakta, büyük devletlerden küçük örgütlere kadar her kesime, çıkar çatışmalarında büyük bir mücadele ve manevra, imkan ve kabiliyeti kazandırmaktadır.
Dünyadaki ekonomik sömürüler, sosyal ve ekonomik dengesizlikler, adaletsizlikler, hak hukuk tanımayan vicdansız ve acımasız yönetimler, yolsuzluklar gibi birçok olumsuzluklar da, halinden memnun olmayan insanların ve ülkelerin çoğalmasına ve öfkelerin kabarmasına yol açmaktadır.
Ülkeler milli hedeflerine, örgütler amaçlarına ulaşmada, çağımızın içinde bulunduğu ortamı çok iyi kullanmaktadırlar. Kimilerinin vekalet savaşları, kimilerinin asimetrik savaş, kimilerinin örtülü faaliyetler, kimilerinin de gayrinizami harp olarak ifade ettikleri tüm bu çatışma yöntemleri, halinden memnun olmayan insan topluluklarını istismar ederek, onları kullanarak, günümüzde yaygın bir şekilde uygulanmaktadır. Bu savaşı dayatanların amacı, hedef aldıkları ülkeyi zayıflatmak, yönetilemez hale getirmek, bölmek parçalamak ve böylece istediklerini o ülkeye kabul ettirmektir.
Türkiye’nin neredeyse son yarım yüzyıldır mücadele ettiği, günümüzde daha da azgınlaşan terör belası, ülkeyi artık beka sorunu ile karşı karşıya getirmiş bulunuyor. Türkiye terörle mücadelede, sınama yanılma yoluyla büyük ve önemli tecrübeler kazanmış olmakla beraber, büyük hatalar da yapmıştır. Siyasal iktidarların ve muhalefetlerin, sınır tanımayan egoları, ihtirasları, yetersizlikleri, yanlış politikaları ülkeyi felaketin eşiğine kadar taşımıştır.
Bu gün Türkiye için ‘Söz konusu olan vatanın beka sorunu ise gerisi teferruattır.’ Öz deyişi, daha da anlamlı bir hale gelmiştir.
Ülkeyi yönetmeye çalışan siyasetçiler, akıllarını başlarına toplamalı, kinlerini, parti çıkarlarını, şahsi çıkarlarını ve hesaplaşmalarını bir tarafa bırakmalı, kendilerini de eleştirerek ve sorgulayarak, araştırarak, danışarak, paniğe kapılmadan doğru politikalar geliştirmeli ve uygulamalı, el birliği ile Türkiye’yi içine düştüğü bataklıktan çıkarmalıdırlar.
Aslında Türkiye, tarihin günümüze taşıdığı sorunlar ve içinde bulunduğu coğrafya nedeniyle büyüklü küçüklü birçok devletin ilgi alanı içinde ve hatta hedefindedir. Terörle mücadele, bu nedenle çok bilinmeyenli ve çözümü zor bir problem gibidir. Hamasetle, nutuk çekerek, parmak sallayarak, bu sorunlar çözülemez. Terörle mücadele, İyi ve çağdaş bir eğitim almış, dünyadaki olup bitenleri okuyabilen, ehliyetli, birikimli, morali motivasyonu ve kondisyonu yüksek, iyi teçhiz edilmiş, disiplinli kadrolar ve güçler ister.
Baha TÜZÜNER
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.