Çekirdeğini Fetullah Gülen Cemaatinin oluşturduğu son darbe girişiminden sonra doğal olarak AKP Hükümeti, Olağan Üstü Hal ilan ederek süratle tedbirler almaya başladı.

Bu tedbirler, özetle;

Darbeye teşebbüs edenleri yakalayıp cezalandırmayı, bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmeyi ve gelecekteki muhtemel darbeleri önlemeyi amaçlıyor.

Özellikle; silahlı kuvvetlerde, emniyet teşkilatında, adalet teşkilatında, idari teşkilatta paralel bir yapılanma ile adeta devleti sinsice ele geçirmiş olan FETÖ’yü yok etmek için, kapsamlı bir mücadele sürüyor.

Devlet yönetiminde oldukça deneyim kazanmış bulunan AKP hükümeti, kamuoyuna yansıyan bilgilerden ve elde edilen sonuçlardan anlaşıldığına göre, sadece FETÖ ile mücadelede değil aynı zamanda PKK ve İŞİD Terör Örgütleri ile de, hem yurt içinde hem de yurt dışında etkili ve doğru bir mücadele yürütüyor.

Yeri gelmişken şunu da belirtelim ki, terör örgütlerinin yanında, ya da arkasında yer alan, büyüklü küçüklü, batılı doğulu, dost düşman birçok devlet de fırsattan istifade ederek eylem ve söylemleri ile açık ve seçik olarak Türkiye’ye yönelik aktif bir tehdit ve tehlike oluşturmaktadırlar. (Sayın Devlet Bahçeli’nin son zamanlardaki AKP Hükümetine yapmaya çalıştığı destek ve yardım gayretlerini bu zaruret çerçevesinde değerlendirebiliriz.)

Bu konularda Hükümete yapılan eleştirileri genel olarak şöyle sıralayabiliriz;

- FETÖ’nün devlet içinde bu denli kapsamlı bir şekilde yapılanmasına ve güçlenmesine, AKP Hükümetlerinin ihmalleri, göz yummaları ve FETÖ’ye verdiği destekler sebep olmuştur.

- PKK Terör Örgütü ile mücadelede, Çözüm Süreci diye dayatılan yanlış politikalar, Örgütün hendek savaşları, patlayıcı yüklü araçlarla saldırılar, intihar saldırıları , mayınlı tuzaklar kullanma gibi yeni taktik ve stratejiler geliştirmesine ve güçlenmesine imkan sağlamıştır.

- Uygulanan yanlış dış politikalar, komşu ve müttefiklerle ilişkilerin bozulmasına, Türkiye’nin yalnızlaşmasına, ekonomisinin kötüleşmesine yol açmıştır.

- FETÖ ile mücadele adı altında, Olağanüstü hal kararnamelerinin sağladığı imkânlardan da yararlanılarak muhalefet ezilmektedir. Ülke yönetimi otoriterleşmekte ve ülke demokrasiden uzaklaşmaktadır.

- Dini cemaatlere ve örgütlere hükümetçe sağlanan desteklerde ve bakış açısında bir değişiklik olmamış, FETÖ den ders alınmamıştır. Benzer yanlışlıklar devam etmektedir. İleride FETÖ benzeri başka örgütler ortaya çıkabilir.

- FETÖ ile mücadele adı altında, Ordu düşmanlığı yapılmakta, asker aşağılanmaktadır. Köklü bir geleneğe ve birikime sahip askeri eğitim kurumları ve askeri hastaneler kapatılmıştır ve ordu zayıflatılmaktadır.

- Bir keşmekeş içerisinde, orduya yeni alınan eğitimsiz, kalitesiz, motivasyonsuz derleme personel, orduyu zayıflatmaktadır.

- Çok stratejik bir coğrafi konumda bulunan Türkiye gibi bir ülkenin, zayıflatılmış ve itibarsızlaştırılmış bir ordu ile bu bölgede milli politikalarını uygulaması, hükümran olması ve ayakta kalması zorlaşmıştır.

Baha TÜZÜNER