Kara Cuma'da kalkışmacılar, kurşun yağdırırken, tankları yürütürken, bombalarken sesi çıkması gerekenlerin sesi çıkmaz, kızağa çekilmişlerken, ne zaman ki ekranlara Lider Devlet Bahçelinin darbeye karşı duruşu, darbecilere karşı duruşu gelmişken, ülkemizi bir iç savaşın eşiğinden döndürmüştür. Bu açıklama, polise, darbeye karışmayan, başsız kalmış askere, güç vermiştir. Darbecilere de korku. Bunları inkâr edenler gerçeklerden aykırı hareket edenlerdir.

Bu olay bize göstermiştir ki, her yaptığı hareketi AKP'ye destek olarak gören zavallılara, genel başkanları durum nereye gidiyor ona göre açıklama yapalım diye bekleyen partiye göre koltuk değneği olarak suçlanan MHP'yi anlamışlardır sanırım. Bakın Lider Bahçeli, doğrudan darbecilere, kalkışmacılara karşı yanınızdayız demiştir sayın Başbakana.

Allah razı olsun bu dik duruşu, bu sözleri darbenin kırılma anı olmuştur. Darbe başladığında hemen MHP Genel Merkezine gelen Lider, hemen bütün MHP milletvekillerine TBMM'ye gitmelerini söylemiştir. Bu şerefli duruş, demokrasinin haysiyetini kurtarmıştır. Demokrasinin öylesine Milletin desteğini almadan, yıkmaya çalışacakları iskambil kâğıdından kule olmadığını herkese göstermiştir.

Milliyetçi Ülkücü Hareketin her zaman demokrasi ve hukukun üstünlüğünden yana olduğunu cümle âleme göstermiştir. Herkes bu ikiliye dikkat etmeli onların yanında yer almalıdır. Türk Milleti geleceğini bu ikili üzerinde seçmiştir ve görünen o ki, her türlü kışkırtmaya, fitnecilere rağmen bu iki ilkeye sahip çıkacaktır.

Korkusuz Lider Devlet Bahçeli kalkışmanın gidişatını beklemeden darbecilere, kalkışmacılara karşı olduğunu açıklamış, karanlık dipsiz bir kuyuya düşmemize engel olmuştur.

Milliyetçi Ülkücü Hareket demokrasiye sahip, onunla yürümeye çalışan, bu yolda hukukun üstünlüğüne inanan bir Harekettir. Onun için demokrasiye karşı yapılan her türlü hareketin karşısında olur. Demokrasiyi yaşatacak en belirgin ögenin de hukuk olduğunu bilir. Hukuka olan saygısı da bundandır. Varsın birileri hukukun üstünlüğünü değil de kişilerin hukukunu seçseler de başarıya ulaşmaları mümkün olmayacaktır.

Ülke bugünlere gelirken, her daim uyaran konuşmalar yapan Lider Bahçeli, hem içeriden bir türlü anlaşılamamış, hem dışındakiler tarafından da anlaşılmaz ilan edilen bu insanlara 10 gömlek fazla gelen Lider dünkü gurup toplantısında yaptığı konuşmayla tarihe geçmiştir.

"Milletini ve vatanını canından aziz bilen, yasa ve ahlak dışı her karanlık örgütlenmeye sırtını dönmüş bir Türk milliyetçisi olarak yalnızca tarihe not düşüyor, demokratik ve milli sorumluluğumu yerine getiriyorum." diyerek uyanık vicdanların sesi olmuştur.

Bu ses tarihe ışık tutan, geleceğe ders niteliğinde olan, yol ve yön gösterici olan kudretli, özlü bir söz olup, Türk Milliyetçilerinin sesi olmuştur. Kendileri masanın ayağı konumunda olanların MHP'yi koltuk değneği olarak suçlamaları ne kadar da yapmacık ve zorlama kalmaktadır.

İnsan sevgisini çoğaltarak millet sevgisine dönüştüren Milliyetçi Ülkücülerin, söz konusu Türkiye'nin varlığı, geleceği olunca Türkiye'den başka bir alternatifi düşünmeyen, düşünmeyecek olan Milliyetçi Ülkücü Hareket, tamamen Türkiye Sevdalılarının Hareketidir. Gerisi boş laf, eskilerin deyimiyle lafı güzaftır.

Sevdası Türkiye olanların sorun Türkiye olunca başka türlü davranmasını beklemek ahmaklıktır.

Sağlıcakla kalın!

Fikri ATILBAZ