ALLAH'TAN KORKUN!
Hatırlarsanız 2010 yılının Ağustos ayında, son anda yolcu listesinde değişiklik yaparak, AKP milletvekilleri Mavi Marmara'dan kağıt üzerinde indirilerek, gemi taşıdığı yardım malzemeleriyle Gazze'ye doğru yol almış ve İsrail sularına girdiği anda gemi İsrailli askerlerce basılmış yolculardan 9 kişi öldürülmüştü. İHH'nın ambleminin olduğu cam beyaza boyanmış üstü kapatılmıştı.
Ne yalan söyleyeyim, o zamanda yazdıklarım delilidir. Bu olaydan sonra AKP hükümetini suçlamış, Mavi Marmara'yı nasıl olur da askeri konvoy, eskort olmadan yola çıkarır diye eleştirmiştim. Ancak zamanın Başbakanı ve AKP iktidarı ile AKP şakşakçıları fena halde bu eylemi savunuyorlardı.
2009 yılında Davos'ta sahneye koydukları 'one minute' mizansenine destek olacak işlere ihtiyaç vardı. AKP Mavi Marmara'ya övgüler yağdırdı. Esti, gürledi; ancak bir türlü yağmura dönüşmedi. Ticaret bitti dedi, Başbakanın mahdumunun ticareti tavan yaptı. Askeri ticaret artarak sürdü. NATO tatbikatlarına Türkiye'nin vetosu olmadığı için İsrail rahatça girdi.
17 Temmuz 2014 tarihinde, İstanbul'da 'Dostluk Derneği'nin iftarında yani yine bir mübarek günde, Ramazan ayında, olaya sahiplenerek, Fethullah Gülen'in konuşmasına cevap veren, Başbakan Erdoğan şöyle konuşmuştu: "İsrail'in Mavi Marmara'dan dolayı bu yardım teşkilatına kini var. Pensilvanya'nın da aynı sebeple bu kuruluşa kini var. Ne diyordu otoriteden izin almalılardı. Otorite kim? Güneydeki sevdikleri mi yoksa biz mi? Eğer otorite Türkiye'de bizsek biz zaten izni verdik ama bunlara göre İsrail!"
Bu konuşmadan sonra, AKP'liler, AKP yancıları tarafından 'Katil İsrail' sloganları atılmaya başlandı. O zaman bütün bunların bir kurgu olduğunu söylediğimiz halde, vatandaşlarımız AKP'nin "one minute" mizansenine inandı işte dik duran lider diye gösteriler yaptılar. Yalana ortak olan havuz, yanlı, candaş, basının şişirmesiyle bir balon uçurttular. Bizde millet olarak yedik.
Hiçbir şey gizli kalmazmış, bugün yine Erdoğan'ın; ama bu kez Cumhurbaşkanı olarak söyledikleri yaşanan gerçekleri ortaya çıkardı. Allah büyük. Şimdi o zaman bu tiyatro oyununa gerçek diye inananlar, İHH yöneticileri, şimdi sizler Allah aşkına nasıl bir değerlendirmede bulunacaksınız.
Hiçbir olayda söylediklerinin arkasında dik duramayan AKP, Erdoğan şöyle buyurmuş: "Türkiye'den böyle bir insani yardımı götürmek için günün başbakanına mı sordunuz? Biz zaten yardımı yaptık, yapıyoruz. Bunları da yaparken, gövde gösterisi olsun diye mi yapıyoruz? Edebi adabı içinde yaptık yapıyoruz"
Be hey Allah'ın şaşkın kulları dün, izni biz verdik diye adamlık yapanlar, şimdi, 'bana mı sordunuz giderken' diyor. Şimdi tam yeri gelmişken sormak istiyorum: - Parlamenter sistemin yerine Başkanlık sistemi gelse ne değişecek?
AKP'lilerin fıtratında bu var mı diyeceğiz. O zaman bu Allah'a hakaret olur. Allah aşkına Türk Milleti, kimin nerede, nasıl dik durduğuna bir bakın. Ondan sora dik durmayı baston olmak olarak algılamadan, Hak Yolunun insanı olarak, gerçekleri görün. Hak olanı hak, şer olanı şer olarak görmeyi Yüce Rabbim herkese nasip etsin. Müslüman'ım diyen herkese mümin olmayı nasip etsin. Allah hala AKP deyip, bu yalancıların, oyuncuların peşinden gidenlere hidayet eylesin.
Sizler 'otorite' misiniz yoksa 'güneydeki' otorite mi? Dün katil İsrail diye bağıranlar, yok kardeşim biz o gün 'Katil İsmail' diye bağırdık, siz İsrail anlamışsınız mı diyecekler… Hasbinallah nimel vekil, nimel Mevla! Perde arkasında can ciğer kuzu sarması olanlar, perde önünde yapmacık olarak kavgalı gözükmeyi iş sanıyorlar. Allah hidayet eyleye.
Sağlıcakla kalın!
Fikri ATILBAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.