BİRLİK ZAMANI

 

Dün Gaziantep'te patlayan bomba İstiklal Savaşında patlamamıştı. Dün; rahmetli Akif'in deyimiyle Tek dişi kalmış medeniyet denen canavarın bugün dişsiz halini gördük. İnsafsız, merhametsiz, adi, pespaye, kişiliksiz halini gördük. Dinsiz halini gördük. Haçlı medeniyetinin taşeronlaşmış haliyle ne yapabildiğini gördük. Söz konusu olanın sadece Türkiye Cumhuriyeti Devleti değil, aynı zamanda Türk Milletinin birlik ve beraberliği, iriliği, diriliği, büyüklüğü olduğunu gördük.

Geçen yüzyılın sonunda bıraktığımız savaşın, haçlı seferlerini, çağdaşlaşmış, hayvanlaşmış halini gördük. Bu bomba temellerimizde patlatılmıştır. Aynı şekilde eğlenen, aynı şekilde üzülen denen Türk Milletini aynı dediğimiz düğün töreninde patlatalım değerlerini dağıtalım diyen şeytani düşünce sahipleri, şunu bilin ki, ne yaparsanız yapın, hangi projeyi uygularsanız uygulayın, Lider Devlet Bahçeli'nin dediği gibi Türkiye'yi terörle teslim alamayacaksınız. İşbirlikçi köpekleriniz kim olursa olsun bunu yapamayacaksınız. Bunlar ister Allahu Ekber diyerek kafa kesen Müslüman müsveddeleri, ister ateşe tapan dinsizler, ister milliyetsiz komünistler, ister Batı hayranı, düşkünü nasipsiler, vatansızlar, bayraksızlar, kim olursa olsun Türkiye'yi yedi düvele teslim etmemiş bir ecdadın torunları olarak asla ve kata teröre teslim etmeyeceğiz.

Muhalefetin, bu atılan bomba, birlik ve beraberliğimizedir açıklamaları bu yüzdendir. Zor günlerde bir olmanın ne demek olduğunun göstergesidir. Politik hırsları terk edip Devlet siyaseti izlemenin görüntüsüdür. Burada ihanet net olarak ortaya çıkmaktadır. Bir yanda birlik ve beraberliğimize saldırı olduğunu kabul eden muhalefet, bir yanda yılandili kullanan, halkı silahlanmaya, isyana tahrik eden politik figürler. Ne oyunlar içindeyiz, modern şekliyle ne projeler içindeyiz Ya Rabbi! Düşman üstü düşman. Sevdası Türkiye, meselesi Türkiye, dünyaya adalet için nizam olanlar uyanık olun, birlik olun yumruk olun kafalara inin. Devlete isyan edin diyen zihniyetin beyin merkezini patlatın. İsimleri ne olursa olsun, ister DAEŞ, ister DEİŞ, ister IŞİD, ister PKK, ister PYD, siz Kandil'i, 'bir gece ansızın' diyerek yerle bir edin, dümdüz edin. Bunun için iktidar ve muhalefet, Devlet siyaseti belirlesinler.

Siyasi tartışmalar sonraya bırakılmalı, öncelikle şu başımızdaki beladan kurtulmalıyız. Vatansız Suriyelilerin hallerine, ölümden ölüme kaçışlarına bakarak, FETÖ denen cani ruhlu örgüte, PKK denen kan üreten mekanizma ya, kafa kesen IŞİD'e karşı, Milli Devlet olmanın gereklerini yapın. Onların yıkım kokan, ölüm kokan projelerine karşı Milli Devlet olun, Üniter Yapıyı kurun hem maddi, hem manevi anlamda gerekeni yapın. Lider Devlet Bahçeli gibi bir şahsiyet söz konusu olan vatandır, o zaman bizim için de gerisi teferruattır demesine rağmen bu işi başaramazsanız bir daha hiçbir şekilde başaramazsınız.

Daha sonradan kandırıldık demek istemiyorsanız, kandırılacak, aldatılacak pozisyona düşmeyeceksiniz. Bunun için de: "Refahı ve güveni tam sağlayan bir ülke olmak istiyorsak yönetim sistemini de tartışmalıyız"

82 Anayasası'nda "özel hayata müdahale eden bazı maddeleri istemediğini de belirten Tanrıverdi, "Resmi ideoloji Anayasa'da olmasın, Anayasa'da laiklik ilkesi olmasın, çünkü bunlar hep inançlı insanların üzerine baskı olarak kullanılmış meseleler." Diyen FETÖ'cü zihniyete yakın birini

Ocak 2015'teki "Çözüm sürecinin ulaştığı aşamada ASDER-ASSAM rapor"unda;

"-Devletin resmi okullarında isteyen Kürt vatandaşlarımıza kendi dilinde eğitim hakkı sağlanmalı, ikinci dil olarak da Türkçe öğretilmelidir.

-Eyalet sistemi getirilmelidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin taşra teşkilatı ve devletin yönetim şekli tekrar düzenlenmelidir.

-Eyyubi Hanedanlığı Devleti, Kürtler kadar Sünni Müslümanların da iftiharla ve hayırla yad ettiği bir devlettir. Eyyubi Hanedanlığı Devleti'nin simgesinin 16 Türk Devleti'nin simgesiyle birlikte Cumhurbaşkanlığı forsuna 17. yıldız olarak dahil edilmesi Kürtlerin Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı aidiyet duygusunu artıracağı gibi, bu vatandaşların dışarıdan tahrik edilmelerinin de önüne geçilecektir.

-"Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkese din ve ırk farkı gözetmeden Türk denir" hükmü yerine "vatandaşlık temel bir haktır. Kanunun öngördüğü esaslara uygun olarak bu statüyü kazanan herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır" ifadesine benzer bir hüküm yer alması daha kapsayıcı ve birleştirici olacaktır."

Diyen birini Cumhurbaşkanlığı başdanışmanı yapılması da bir üst akıl öneri, isteği mi dir? Böylesi bariz bir yanlıştan dönülmesi hem ülkemiz için, hem de makam için önemlidir. Anlaşıldığına göre yeni yapılanma böyle olacaktır.

Böyle bir adama ne danışılabilir? Dışarıda böyle adamlar çoktur, illa danışman yapmaya gerek yok. İhanete verilecek maaşımız da olmamalıdır. Bile bile bölünmemizi isteyen birilerine bile bile lades yapmaktan başka bir şey olmayacaktır. Bu fikirlere sahip biri olsa olsa cani başına, onun kurdurduğu politik bağlantı HDP'ye danışman olabilir.

Şimdi kimse bu haklı eleştirilerimizi siyasi iktidarı kötülemek için yaptığımızı sanmasın. Bunlar eleştiri değil bir uyarıdır. Bu lafları ettiğini bildiğiniz bir kişiyi böyle bir göreve nasıl getirirsiniz? Sonrada nasıl Milli Devleti tesis edebilirsiniz. Herkes görevini çok iyi yapmalı. Şu an muhalefet görevini yapıyor, aynısını iktidardan da beklemek hakkımızdır.

Hem ülkeyi bölmek isteyen PKK'yla topyekun mücadele edeceksiniz, hem de bu mücadeleyi yaparken bölücü zihniyete yakın birini yanınıza alacaksınız. Öyle bir dünya yok, eşyanın tabiatına aykırı.

Bu vesileyle Gaziantep'te kaybettiğimiz canlara ve verdiğimiz tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet dilerim. Başımız sağ olsun Türkiye'm!

Sağlıcakla kalın!

 

Fikri ATILBAZ

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fikri ATILBAZ Arşivi
SON YAZILAR