Ülkücü Hareket, başlı başına bir sevda, Başlı başına bir kavga, başlı başına memleket demek… Türkiye için, Türkiye demek. Küçük yaştan itibaren mezara girmek demek... Zordur Ülkücü olmak, işin başından yalnız kalmayı göze almak… Ülkücüyüm demek, en başından Allah'ı seçmek, ona kulluğu kabullenmek, İslamiyeti yaşamaktır. Adam olmaktır. Ülkücülük vatanını karşılıksız, Allah için sevmektir.

Ülkücü hareket hep bu minvalde kalmıştır. Söz konusu vatan olunca akan sular durmakta, ışıklar sönmektedir. Işığa kurban gitmektir. Yeri, göğü tanımaktır. Allah'a kul olmayı yerine getirmektir. Ülkücüyü böyle tanımak, böyle bilmek herkesin üzerine vazifedir. Türklüğü seçmektir, yaşamaktır.

Ülkücülerin Liderleri sağ ve yolları her türlü rezillere, kepazeliklere rağmen açık ve yürüyüşe engel değildir. Aslolan gerçek budur. Türk azgın yağmurlarda, kar altında, sağnak gibi yağan mermiler altında dik, dimdik durmaktır. Kimin ne düşündüğüne, nasıl yaşamak istediğine, bize dokununcaya kadar hiçbir diyeceğimiz yoktur. Türk Ülküsü gereği, gerekenleri yapmaktan asla çekinmeyiz..Biz buyuz!

Asloan gerçeği yaşamak ve herkesin öğrenmesini, anlamasını sağlamak, becerebilmektir. Ülkü rüzgarlarının esmesini sağlamak, var olmak, sonsuza dek yaşamak demek, kar olmak, yağmur olmak, fırtına olmaktır. Türk olmaktır. Kalleşliğe, ihanete karşı mağdur olmak değil, mağdurluğun dile, hatta ele gelmesi demektir. Hak olan budur, Cenabı Allah bunu bize verecektir. Yıllardır işleyen tarih bu yöne doğru işlemektedir.

Türk, isyanlarla durdurulmuştur. Hainliklerle engellenmiştir. Ne yapılırsa yapılsın, Ülkü aşkı son bulmamıştır. Ülkücüler şehit edilmiş; fakat bitirilememişlerdir. Olay budur! Ülkücü kimsenin olmadığı kadar İslam, İslam'ın izin verdiğince milliyetçidir. Bunu kimse değiştiremez. O yüzden Şehit Mustafa Pehlivanoğlu, "Milliyetçilik ölmez" demiştir.

Ülkücüler, demirden leblebi olmuşlardır, teknoloji özürlülere teknolojiyi öğretmiş, dinsizlere dini, milliyetsizlere milleti, öğretmiştir. Zaman gelmiş, bütün bunları tüm dünyaya tek başına kabul ettirmiş, bazı zamanlarda Grubun başına geçerek, birlikte yürümeyi öğrenmesi gereken herkese öğreterek yol almış, her daim Türk ve Müslüman olmuştur.

İslam'a kurban, Türklüğe hayran olarak yaşamış, nefes alıp vermiş, Türk ve İslam olmanın gururunu yaşamıştır. Bunu bilmeyenleri, anlamayanları normal görmemiş; fakat hepsini Allah'ın kulu olarak görmüştür. Farkımız da bu olmuştur! Allah'a kul olmuşuzdur. Çünkü bize Türk olmanın gururunu ve onurunu veren Allah'tır.

Yol budur! Allah bizler bu yolda muvaffak etsin. Bu kutsal yolda dimdik, beraber yürümemizi yol etsin. Allaha emanet olun!

Sağlıcakla kalın!