Kim Kime Ne Demiş

Bugün bir ilkle karşılaştık. Yanılıyor olabilirim ancak ben ilk defa böyle bir şey duydum. Cumhurbaşkanlığı görevinde bulunan biri toplumu seferberliğe davet etti. Normal mi? Böyle bir iktidar için gayet normal. Her şeyi öylesine yaraladılar ki, düzeni öylesine bozdular ki, her şeyi her yan yaydılar. Bu kadar olur? Bir düzeni böylesine kolay bozulur hale getirmek de siz nasip oldu. Yok kartal, yok kral dediniz, en sonunda istediğinizi ettiniz. Ne demek seferberlik?

"Buradan tüm vatandaşlarıma sesleniyorum, Anayasamızın 104. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin başı olarak, PKK'sıyla, DEAŞ'ıyla, FETÖ'süyle, DHKP-C'siyle ve tüm diğerleriyle, adı, söylemi, yöntemi ne olursa olsun, tüm terör örgütlerine karşı milli bir seferberlik ilan ediyorum.

Tüm güvenlik güçlerimize sesleniyorum; terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı devletiniz de milletimiz de sizin yanınızdadır, arkanızdadır. Yetkilerinizi sonuna kadar kullanmaktan asla çekinmeyin. Bundan sonra dağdaki teröriste de, şehirdeki teröriste de, onları destekleyen hiç kimseye bir an bile huzur yok, rahat yok, bu böyle biline." 

Bayram değil, seyran değil Tayip Amca bizi niye öptü? Bu sorunun cevabını mutlaka kendisinden almalıyız. Bizim bildiğimiz seferlik askeri koşullarda, asker yetmediği takdirde ilan edilir.

Bir savaşı kazanmak için seferberlik ilan edilebilir. Ancak önce savaş koşullarının oluşması ve savaşın içinde olmanız gerekir. Siz yıllardır, en az 14 yıldır, elinizi silahtan çektirdiniz şimdi ne istiyorsunuz? Türk Devletini tehdit eden bir devlet mi var? Bunu bilmek hepimizin hakkıdır. Böyle bir şey varsa bilelim. Yıllardır seferberliğe gerek duyulmamış, savaştayken bile duyulmamış da, şimdi mi duyuluyor?

Bu nasıl bir şeydir? Bu nasıl bir ordu işidir? Biz ki, şu haliyle bile dev bir orduya sahibiz. Ve bu ordu yok denilebileni yapacak düzeydedir. Türk Ordusu bu haliyle bile dünyaya şiddetle dersini verecek durumdadır. Buna inanıyor, güveniyor, üç beş çapulcunun ardına milletin çıkmasına gönlümüz razı değildir.

"Gün, çekişme günü, çatışma günü, husumet günü, eski defterleri karıştırma günü değildir. Eğer birliğimizi, beraberliğimizi güçlendirmez, bu saldırıların karşısında çelik gibi bir iradeyle tam bir kararlılıkla durmazsak hiçbirimiz yarınlarımıza güvenle bakamayız." 

Bunları diyerek seferberlik ilan ediyorsanız, bir şaşkınlık içindesiniz demektir. Bu ne biçim bir kaostur? Ve siz bu kaosun içindesiniz. Bu kaosun tetikleyicisisiniz. Böyle bir karar alamazsınız, ilan edemezsiniz. Askerimiz yetmiyor diyemezsiniz, askeri alanda, birilerini korkutmak için, kendinizi koruma altına almak için böyle bir şey yapamazsınız.

Başka önemli kararlar alabilir, birlik içinde terörün karşısında dik duracağız diyebilirsiniz. Bu gayet doğal bir istektir. Diğer partileri harekete geçirir. Millete güç, kuvvet kazandırır. Doğru olan da budur. Ancak bundan başka bir istekte bulunmak hem kendinizin başını hem de milletin başını belaya sokmaktır. Unutmayın ki siz, milleti devletine küstüren tarafsınız. Onun için istekleriniz de gayet doğal olmalı. Sorun olmayın, milletin önüne sorun çıkarmayın. Milyona yakın askerle siz seferberlik ilan edecekseniz bu ülke gerçekten kötü durumda demektir.

Seferberlik yerine, tüm silahlı kuvvetleri birlikte hareket edecek bir konuma soksanız ne byük bir iş yapmış olursunuz. Bu millet seferberlikten korkmaz, savaş ilan edilmesinden korkmaz. Ancak olmayacak bir duaya amin denmesinden hoşlanmaz. Planın olması gerekir, askeri şartların oluşması gerekir. Bunların hangisine sahibiz?

Seferberliğin ilan edilmesi için, bir devletin diğer devlet veya devletlerle savaş ihtimalinin kaçınılmaz olması, ayrıca iç bünyedeki karışıklıkların normal şartlarla karşılanmadığı bir ortamın meydana gelmesi gerekir. Bu durumda Genelkurmay Başkanının mütalaası alınarak, Bakanlar Kurulunca seferberlik uygulamasına karar verilir. Verilen seferberlik kararı Cumhurbaşkanının onayından sonra yürürlüğe girer. Kaldırılması da başkomutan veya Genelkurmay Başkanının mütalaası alındıktan sonra Bakanlar Kurulunun kararıyla olur. Seferberlik ilanıyla barış zamanında tespit edilen plan gereğince taşınır veya taşınmaz mallardan ihtiyaç duyulanlar silahlı kuvvetlerin emrine verilir. 

Bütün bunlara ihtiyaç duyacak ne var? Biz düne kadar sahip olduğumuz askeri ortama sahibiz. Bir düzenleme yeter. Bunun yapılması varken, yeterli gelirken, milleti savaş ortamına çekmek ne demektir? Bu vaziyette bu adamın dediği şekilde seferberlik ilan edilemez! Kendimizi dağ yılanının önüne koymamalıyız.

Allah bize akıl fikir versin.

Sağlıcakla kalın!

 

Fikri ATILBAZ

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fikri ATILBAZ Arşivi
SON YAZILAR