MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin çağrısı üzerine Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler için ‘'Milli Mutabakat'' kararının yerel seçimlerde de devam ettirilmesi konusunda -benim de birçoğu gibi beklediğim şekilde- anlaşmaya varıldı.

Ak Parti ile MHP arasındaki ittifak görüşmelerinde ilk işbirliğinin 24 Mart 2019'daki belediye başkanlığı seçimlerinde yapılması, bir bölümü muhalefet partilerinde olan illerde, hangi parti güçlüyse diğerinin aday çıkarmaması olarak değerlendirildi. Bu işbirliği netleşirse İzmir, Eskişehir, Muğla, Aydın gibi illerde Ak Parti; Adana, Mersin, Karabük, Osmaniye, Manisa, Bartın'da ise MHP adayları seçime girecek. Adana Kozan, Ankara-Polatlı, Antalya-Alanya, Aydın-Nazilli, Erzincan-Refahiye gibi ilçelerde sadece MHP aday gösterecek. MHP'nin halen 3'ü büyükşehir, 5'i il, 79'u ilçe, 47'si belde olmak üzere 134 belediye başkanlığı bulunuyor. CHP'nin elinde olan il ve ilçelerde ise Ak Parti ve MHP'den hangisi ikinci sıradaysa o partinin aday göstermesi fikri ağır bastı. Oy oranı partisinden önde olan adayların durumları da ayrıca değerlendirilecek.

Geçmiş seçimlere kısaca ve babaca bakıp bunun etkisi ne düzeyde olur onun üzerinde birkaç cümle ile özet bir yorum yapmak istiyorum. Bu konuyu önümüzdeki günlerde oldukça konuşup tartışacağız.

Ak Parti kurulduğu 14 Ağustos 2001 tarihinden sonraki ilk seçim olan 2 Kasım 2002 seçimlerinden % 34,19 oy alarak tek başına iktidar olarak çıkmıştı. Ana muhalefette ise Deniz Baykal liderliğinde CHP ise %19,38 oy almıştı.

2002 seçimleri diğer açıdan bir siyasal kırılmayı da beraberinde getiriyor, DYP ve Anap'ın Türk siyasetinden silinmesinin ilk sonucu oluyordu.

DYP ve Anap bitiş çizgisine yaklaşırken, koalisyonun büyük ortağı DSP bir önceki seçimlerde almış olduğu % 22 oy oranından %1,22'ye düşüyordu.

3 Kasım 2002 seçimleri Türk siyasal hayatı açısından büyük bir kırılmaydı. Merkez sağın iki partisi Anap ve DYP yolsuzluk iddiaları ve siyaseten tıkanmaları sebebi ile siyaseten bitmişlerdi.

2002 seçimlerinden sonraki ilk seçimler olan 2004 yerel seçimlerinde çok hissedilen bir iktidar karşıtlığı yoktur. Ancak 2009 ve 2014 seçimlerinde CHP ve MHP tabanı yerel seçimlerde belli oranda gücünü her seçim artıran Ak Parti'ye karşı birleştirmiştir. Bu durum da yerel seçimlerde Ak Parti'ye karşı bir muhalefet cephesi oluşmasına sebep olmuştur.

2009 seçimlerine bakacak olursak: İl Genel Meclisi'nde Ak Parti % 38,33, CHP % 23,17, MHP % 16,01, DTP ise % 5,73 oy almıştır. Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerine baktığımızda da, Ak Parti % 42,14, CHP % 32, 29, MHP % 12, 38, DTP ise % 4,30 oy almıştır. İl Belediye Başkanlığı seçimlerine baktığımızda da, Ak Parti % 38,64, CHP % 24,74, MHP % 16,49, DTP de % 5,44 oy almıştı.

Şüphesiz 17-25 Aralık girişiminden sonra yapılan 2014 seçimleri bir genel seçim havasında geçmiş ve sonuçlar da İl Genel Meclisi'nde, Ak Parti % 45,43, CHP %16,87, MHP % 20,21, DTP ise % 7,73 oy almıştır. Büyükşehir Belediye seçimlerinde, Ak Parti % 45,54, CHP % 31,04, MHP % 13,65, DTP % 3,09 olarak gerçekleşti. İl Belediye Başkanlığı seçimlerinde Ak Parti % 43,13, CHP % 26,45, MHP % 17,76 ve DTP % 4,18 oy almıştır.

Sonuçlardan görüleceği üzere, MHP tabanı, kısmen büyükşehirlerde CHP adayını desteklemiştir. Bunun en bariz örneği de bir önceki seçimlerde MHP'nin adayı olan Mansur Yavaş'ın CHP'den aday olmasıdır. 2009 Ankara büyükşehir seçimlerinde % 26 oy alan MHP, 2014 seçimlerinde % 7,8 oy almıştır. Ankara için özel bir durum olarak Melih Gökçek karşıtlığı olsa da partiler arasında bir geçişkenlik söz konusudur.

Ak Parti ve MHP'nin yerel seçimlerde ittifak yapması, İzmir, Muğla gibi illerde belediye başkanını değiştirecek etki yapmasa da bu illerin ilçelerinde ve oy farkının daha az olduğu birçok ilde sonucun ittifak lehinde gelişmesine sebep olacaktır.

CHP ile HDP ve İYİ parti ittifakı da kaçınılmaz olarak doğu ve güneydoğuda bazı belediyeleri alabileceklerdir. Ancak, bu ittifak ‘'Milli Mutabakat'' cephesinin siyaseten daha da güçlenmesini sağlayacaktır. Belediyelerde de % 70'in üzerinde belediye başkanlığı alacaklardır.

Bu ittifakın ayrıca yıpranmış olan ve istifa ettirilen Ak Partili belediye başkanlarının tasfiye sürecindeki kafalardaki istifhamın giderilmesi açısından da önemli olacaktır.