Ayasofya heyecanı
Ayasofya Camisinin yeniden ibadete açılmış olmasının tarihi bir adım olduğunu bir defa daha ve altını çizerek belirtelim. İki yönden büyük önem ve anlam ifade ediyor. Birincisi bir hakkın teslimidir. Ayasofya Camisi Fatih Sultan Mehmet Han’ın Türk milletine emanetidir. Bir vakıf malıdır ve amacı dışında kullanılamaz. Müzeye çevrilmiş olması, bu gerçeği hiçbir zaman değiştirmemiştir. Her şeyi kendi şartları içinde değerlendirmek gerekiyor. Neden müze yapıldığını tartışmak, konuşmak boş bir iştir. Kaldı ki bir bakanlar kurulu kararnamesi ile müzeye dönüştürülmüş olması, kolaylıkla tekrar Cami yapılabileceğinin de peşin olarak kabulüdür. Önemli olan sonuçtur. Bugün hak yerini bulmuştur.
İYİ NİYETLİ DEĞİLLER
Buradan bir Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti hukuku tartışması çıkarmak, işi yokuşa sürmeye uğraşmak abesle iştigaldir ve asla iyi niyetli değildir. Bunu yapanlar Türk milletinin gazabından korktukları için kinlerini, hırslarını açıkça söylemiyor, arkadan dolanarak güya uyanıklık yapıyorlar. Ama bunlar beyhude çabalardır. Yapılan açık şekilde Türk ve İslam düşmanlığıdır ki, biz bunları zaten biliyor, tanıyor ve ciddiye almıyoruz. Bu güruhun şimdiye kadar bu milletin faydasına olacak bir işe onay verdikleri, bu ülkeyi yükseltecek ve yüceltecek bir şeye tevessül ettikleri görülmemiştir. Karalama, aslı astarı olmayan şeylerle zihin bulandırma, kriz çıkarma, kaos oluşturma bunların en bildikleri ve yaptıkları şeydir. Her zaman söylüyoruz, bu zavallılar varken, bizim başka düşmana ihtiyacımız yok.
İTİRAZLAR SİNEK VIZILTISI
Ayasofya Camisi’nin aslına rücu etmesinin ikinci önemi, Türkiye’nin egemen bir devlet olduğunun, kendi kararlarını kendi iradesi ile aldığının, Türk milletinin özgürlük ve bağımsızlık karakterinin hiçbir şart altında değişmeyeceğinin bütün dünyaya bir defa daha gösterilmiş olmasıdır. Kimin ne dediği, ne yaptığı, ne karar aldığı bizi ilgilendirmez. Ayasofya bizim tasarrufumuzdadır ve bunu hiçbir güç ve kuvvet değiştiremez. Dolayısı ile tıpkı içerdeki zavallılar gibi, dışarıdaki güruhun çığırtkanlıkları da bir sinek vızıltısından öte bir anlam ifade etmemiştir ve etmeyecektir. Kısa süre önce, bu gürültülerin fazla sürmeyeceğini, bir süre sonra her şeyin eskisi gibi devam edeceğini yazmıştım. Nitekim, gelişmeler bu yöndedir. Türkiye’nin kararlı ve onurlu duruşu karşısında hiç kimsenin yapabileceği bir şey yoktur. Yunanistan’ın kuru gürültüsünün ciddiye dahi alınmadığını görüyoruz. Bu ülkenin Ayasofya hakkında tek bir söz etmeye bile hakkı yoktur. Yaptıkları ve söyledikleri de haddini aşmaktır ve gerekli cevabı almıştır ve alacaktır. Egemen sınırlarımız içinde nerede ibadet edeceğimiz, nereyi ibadete açacağımız sadece bizim tayin ve tespit edeceğimiz bir konudur. Ayasofya Camisi Türk milletinin emanetindedir. Bu emanetin üzerinde şaibe oluşturmak ve şüphe uyandırmak hiç kimsenin haddi ve harcı değildir.
YENİ DÖNEM CUMA GÜNÜ BAŞLIYOR
Bu tespiti yaptıktan sonra işin özüne gelelim. 3 gün sonra bu mukaddes mekan tekrar cemaatle buluşacak. Çok heyecan verici, çok muhteşem bir ana tanıklık edeceğiz. Orada Cuma namazı kılma fırsatı bulan şanslı vatandaşlardan birisi olmayı çok isterdim. Korona salgını dolayısı ile Cami içinde sınırlı bir cemaat olacağı açıklanmıştır. Dışarıdaki cemaatin çok daha fazla olacağı ve İstanbul’un tarihi bir gün yaşayacağı anlaşılıyor. Bu namaza bütün dünyanın büyük ilgi göstereceği şimdiden bellidir. Huzur ve sükunla kılınacak bu namaz, yeni bir dönemin de başlangıcı olacaktır.
OSMANLI’NIN HASSASİYETİ
Cami’nin tarihi önemi ve anlamının korunması konusunda da bir sıkıntı yoktur. Ayasofya ile ilgili ileri geri konuşanlar şunu unutuyor: Fatih Sultan Mehmet Han ve sonrasındaki Osmanlı Sultanları bu mekanla ilgili hassasiyeti hiçbir zaman ihmal etmemişlerdir. Bugün Ayasofya’daki ikona ve freskler varlığını sürdürüyorsa, bu işte bu hassasiyet sayesindedir. Kaldı ki, Ayasofya bugün ayakta kalabilmişse bu yine Osmanlının sağduyusu ve hoşgörüsünün yanında, yapılan mimari destek, tamir ve bakımlarla mümkün olabilmiştir. Türkiye’ye bir laf etmek kimsenin haddi değildir ve bunu yapanlar önce dönüp aynaya bakmak, kendi kirli ve kanlı sicillerini hatırlamak durumundadırlar.
ÖZEL DÜZENLEME
Bu mukaddes Cami’yi herkesin ziyaret edebileceği açıklanmıştır. Tarihi doku şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da aynen muhafaza edilecektir. Namaz saatleri için özel bir düzenleme yapılacağı, diğer zamanlarda mevcut durumun devam ettirileceği bütün dünyaya duyurulmuştur.
Bu yeni düzenlemede Cami vasfının özellikle dikkate alınacağı muhakkaktır ve buna herkes gerekli saygıyı göstermek zorundadır. Ayasofya Camisi’nin Türk-İslam alemine hayırlı ve mübarek olmasını, bu tarihi mabedimizde yapılacak ibadetlerin, kılınacak namazların kabulünü Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.