Bu CHP varken düşmana ihtiyaç yok
En son söyleyeceğimizi en başta söyleyelim. Bu CHP varken, Türkiye’nin ne başka bir düşmana hiç ihtiyacı yoktur. CHP bütün Türk ve Türkiye düşmanları biraraya gelseler, cesaret edecekleri, başaramayacakları her türlü düşmanlığı hiç düşünmeden, hiç çekinmeden ve büyük bir pişkinlikle yapıyor. Sonra da çıkıp herkesten çok bağırıyor, herkesi susturmaya, bastırmaya uğraşıyor.
Bugünkü CHP yönetimi, bu milletin sırtında artık taşınamayacak çok ağır bir yük olmaya başlamıştır ve bu duruma müdahale etmesi gerekenler de, öncelikle CHP’ye oy veren vatandaşlarımız, sonra da eğer hala kaldıysa bu partinin aklı başında üyeleri ve delegasyonudur. Duyarlı, vicdanlı, ahlaklı, ülke ve milletini seven, milli duran herkesin özellikle ve sistemli bir şekilde partiden uzaklaştırıldığını son kurultay örneğinde olduğu gibi bütün Türk milleti net şekilde gördüğü için, “eğer hala kaldıysa” notunu düşmek zorunda kalıyoruz. Nitekim, CHP’nin hazin gidişatından rahatsız olanlar yollarını ayırdıkları gibi, farklı ve yeni parti arayışlarına da başlamışlardır.
İLLEGAL YAPILANMALARIN SIĞINAĞI
Bu yazdıklarımızı haklı ve doğru çıkaran ve her biri ispatlı şahitli yüzlerce, belki binlerce gelişme var. Başta Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere, bugünkü CHP yönetiminin sözcüleri neredeyse her gün, bu tespitlerimiz doğrulayacak bir vahamet, bir skandal ortaya koyuyorlar. Kılıçdaroğlu, başında bulunduğu patiyi Türk ve Türkiye düşmanlarının ümidi, heyecanı, sözcüsü ve hatta mümkün olduğu kadar yapmayı planladıkları ihanetlerin uygulayıcısı durumuna getirmiştir.
Hazin ve hain gidişatlarını gerekçeleri ile birlikte defalarca yazdık ve hiç bıkmadan usanmadan da yazacağız. Zira, legal görünümlü bir siyasi parti olarak, bugün bütün illegal yapılanmaların sığınağı CHP olmuştur. Bu haliyle en ağır ve ciddi milli güvenlik sorunu, bugünkü CHP yönetimidir.
Dolayısı ile iyi anlamak, iyi anlatmak, Türk milletini uyarmak ve daha fazla ileri gitmemeleri için demokratik tepkimizi ortaya koymak bir milli görev haline gelmiştir. Biz de ısrarla bunu yapmaya çalışıyoruz.
HANGİ BİRİNİ SAYALIM?
Yanlışın, yalanın, istismarın, ihanetin hangi birini sayalım? Türkiye’nin faydasına olan, yücelmesini ve yükselmesini sağlayacak her ne varsa, hepsinin karşısına dikilir, olmayacak bahanelerle karalar ve yok etmeye çalışırlar. PKK’yı terör örgütü saymayan da bunlardır, FETÖ’ye sahip çıkıp, yaptıkları kalleş darbe girişimini, “kontrollü darbe” diyerek, sulandırmaya uğraşan da bunlar. Kandil’li katillerden gelen talimatı emir sayan ve ittifak kuran da bunlar, PKK’nın talep ve beklentilerini karşılayacak Anayasa hazırlayan da bunlar.
Şehit analarına hakaret yağdıran da bunlar, teröristlere af çağrısı yapan da bunlar.
Terör örgütüne yardım ve yataklık yaptıkları için gözaltına alınan hainleri ziyaret edip Türk mahkemelerine hakaret yağdıranlar da bunlar, evladı dağa kaçırılmış annelerin feryadına kulak tıkayan da bunlar.
Türkiye’nin sınırlarının dibinde bir terör devleti kurulmasını engellemek için harekete geçmesine en sert tepkiyi veren de bunlar, Akdeniz’deki hak ve çıkarlarımızı korumak için başka devletlerle ittifak oluşturmamıza, “ne işimiz var Libya’da” diyerek karşı çıkan da bunlar. Biden’e daha seçilmeden selam çakıp, Türk milletinden alamadıkları iktidarı okyanusötesinden bekleyen de bunlar, ABD’yi açık ve aleni şekilde çağırıp manda ve himaye isteyen de bunlar.
SİCİLLERİNE UYGUN ALÇAKLIK
CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır katıldığı televizyon programında CHP, İP, SP ve HDP’nin hazırladığı anayasa taslağını yalanlamaya çalışırken, Tank-palet fabrikası ile ilgili ezberlerini tekrarlamış ve “Devletin ordusu Katar’a satılmıştır” demiş. Şaşırdık mı, hayır. Yukarıda anlatmaya çalıştığımız sicillerine uygun, onu tamamlayan, biraz daha ileri götüren bir değerlendirme. Türk milleti için affedilmez bir yalan, Türk Ordusu için hiçbir şekilde kabul edilemeyecek, alçak ve ahlaksız bir iftira olsa da, kendilerine yakışmıştır. Biz, boşuna bu CHP için, “milli güvenlik sorunun da ötesinde, bir beka sorunu haline geldi” demiyoruz. Türk ordusuna böyle bir yakıştırmayı, böyle bir lafı en azılı düşman, en alçak hainler bile yapamadılar. Onun için, “bu CHP varken, bizim başka düşmana ihtiyacımız yok” diyoruz. Bunu söylerken, bir eleştiri olarak değil, asıl yüzlerini, nereden gelip nereye gittiklerini ortaya koyan, net, açık ve kesin bir gerçeği dile getiriyoruz.
DOSYASI KABARIYOR
Sayın Devlet Bahçeli, geçen haftaki grup toplantısında, “Kılıçdaroğlu hakkında Başkanlık Divanı üyesi üç değerli arkadaşımızın hazırlayıp Cumhuriyet Savcılığına bildirdiği şikayet dilekçesinin bir fezleke olarak TBMM gelmesi önemli bir gelişmedir. Acil beklentimiz, Kılıçdaroğlu hakkında düzenlenen fezlekenin genel kurula kısa süre içinde intikal etmesi ve karara bağlanmasıdır” demiştir. Bu CHP ve onun başındaki Kılıçdaroğlu’nun dosyası gün geçtikçe daha da kabarmaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.