Bir defa daha ve altını kalın şekilde çizerek anlatalım. Dünyanın hiçbir yerinde, rejimi ve yönetimi ne olursa olsun hiçbir ülkede bizdeki HDP benzeri terör ve bölücülüğün bizzat kendisi olmuş bir partinin varlığına asla tahammül edilemez. Avrupa ülkelerinde HDP’nin yaptığı hainliklerin yanında çok masum kalan partiler anında kapatılmış, bütün unsurları yargı önüne çıkarılmış ve benzerlerinin veya uzantılarının bir daha siyaset yapmalarına asla izin verilmemiştir.

HER GÜN SUÇ İŞLİYORLAR

HDP hiçbir şekilde normal ve sıradan bir siyasi parti değildir. Bir terör yatağıdır. Bunu kendileri söylüyorlar. Sırtlarını PKK’ya dayadıklarını Meclis kürsülerinden anlatıyorlar. Devleti bölmek, ülkeyi yıkmak için ellerine silah alıp dağa çıkmış ve Türk güvenlik güçlerine kurşun sıkarken, mayın döşerken, bomba atarken hak ettikleri şekilde cezalandırılmış teröristlere sahip çıkıyor, Meclis kürsüsünden de bunu savunuyorlar. Bu, dünyanın neresinde olursa olsun suçtur. Bu suçu her gün gözümüzün içine bakarak işliyorlar. Hiç kimse HDP’nin varlığını demokrasi, fikir özgürlüğü, insan hakları gibi kavramlar üzerinden anlatmaya ve aklamaya kalkışmasın. Terörün demokrasisi mi olur? Ülkeyi bölmek, askere kurşun sıkmak, kundaktaki bebekleri öldürmek ne zaman fikir özgürlüğü veya insan hakkı oldu? Hangi partiden olursa olsun, her kim HDP’nin varlığını ve devamını kendince ürettiği ancak ne medeni dünyada, ne akıl ve vicdanlarda, ne Anayasa ve kanunlarımızda hiçbir geçerliliği bulunmayan gerekçeler üzerinden savunmaya kalkışırsa, bu ihanete ortaklık etmiş olur. HDP bunca zamandır TBMM’de temsil ediliyor. İstisna cinsinden de olsa, Türkiye’nin varlığına, birliğine, menfaatlerine uygun, Türk ve Türkiye düşmanlarının karşısında olan bir tek icraatını gösteremezsiniz. Tam tersine, açık ve aleni şekilde Türk ve Türkiye düşmanlığı yapar, nerede bir ihanet, nerede bir alçaklık varsa onun yanında durur, ona destek verirler.

BÜTÜN PARALAR PKK’YA GİDİYOR

Sayın Devlet Bahçeli, bu terör yapılanmasıyla ilgili bir başka büyük yanlışı daha gündeme getirmiştir. HDP’nin asla kendi iradesi yoktur ve Kandil katillerinden emir almaktadır. Kimin belediye başkanı, kimin milletvekili olacağına, hatta belediyelerde kimin işe alınacağına bile Kandil katilleri karar veriyor. Bu da bir iddia değil, ispatlı bir gerçektir. HDP, TBMM’de grup oluşturduğu için devletten hazine yardımı almaktadır. Milletvekillerine maaş ödenmektedir. Sadece bu kadar da değil, bu milletvekillerinin danışmanlarına, sekreterlerine de hazineden maaş verildiği gibi, grup olmalarına bağlı olarak TBMM’deki bazı makamları işgal ediyorlar. Bu makamların gereği olarak kırmızı plakalı arabalara biniyor, özel muamele görüyorlar. Devletten aldıkları bütün yardımlar ve maaşlar doğrudan PKK’ya gittiği gibi, kendilerinin de zaten PKK’lı teröristlerden bir farkı yoktur. Milletvekili sıfatı ile teröristleri kolladıkları, sakladıkları, yardım ve yataklık ettikleri, tedavisine yardımcı oldukları defalarca ispatlanmıştır. Aynı şekilde ele geçirdikleri belediyelerin bütün imkânlarını terör örgütünün emrine sundukları belgeleriyle sabittir ve belediye başkanlarının tamamına yakını bu yüzden görevden alınıp yargı önüne çıkarılmış ve hak ettikleri cezaları almışlardır.

BÖYLE DEVAM EDEMEYİZ

Kravatlı teröristlere verilen maaşları, yapılan hazine yardımlarını hiçbir gerekçeyle izah edemeyiz. Bu büyük ve affedilmez bir yanlıştır. Bunun hazmedilmesi de, göz yumulması da mümkün değildir. CHP ve yancılarının küçük siyasi hesaplarla böyle bir ihaneti aklamaya, arkasında durmaya çalışmaları, akla ziyan açıklamalarla HDP’nin siyaset yapmasını savunmaları bu suça, bu ihanete ortaklıktır. Böyle devam edemeyiz. Gereğini yapmanın zamanı çoktan gelmiştir.

GELİN BU HESABI SORALIM

HDP denilen parti görünümlü terör örgütlenmesi kendine tanınan şansları kötüye kullanmış ve bu durumun hiçbir şekilde değişmeyeceğini defalarca göstermiştir. Daha ne olması gerekiyor? Sayın Bahçeli’nin Türk milletinin duygu ve beklentilerine tercüman olarak belirttiği gibi, bu terör yuvasını Türk siyasetinin taşıma ve hazmetme kapasitesi dolmuştur. Böyle bir partinin varlığına tahammül etmek, hazine yardımı yapmak, maaş vermek hiçbir şekilde izah edilemez. Bu paralar bomba, mayın, kurşun olarak geri dönmekte, şehit ve gözyaşı olarak sonuç vermektedir. Terör ve bölücülük yatağı olan bu parti bir daha açılmayacak şekilde kapatılmalıdır. Anayasa ve kanunlarımızda bu konuda bir eksiklik, bir açık varsa bu kısa süre içinde giderilebilir. MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, bu konuda Meclisi göreve davet etmiş, zehirli haşeratla mücadelenin milli haysiyete muhteşem hizmet olacağını söylemiş ve şu çağrıyı yapmıştır: Artık seçenek kalmamıştır; Ya terörizm ya temizlik, ya bölücülük ya da huzur. Her siyasi parti tarafını ve tercihini yapmalıdır. Terörle milli birlik ve kardeşlik arasında tarafsız bir alan yoktur. Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye’nin geleceğini güvenceye alacak her adıma, her karara, her girişime, her çetin imtihana sonuna kadar vardır ve hazırdır. Gelin bu ateşi söndürelim, gelin bu devrana son verelim. Gelin bu hesabı soralım.