FETÖ ihaneti ve Devlet Bahçeli gerçeği
Ülkenin içinde bulunduğu hazin durumun sona ermesi için risk almak yerine, muhalefet yapmak ve siyasi fayda etmek her şeyin önüne geçecek olsaydı, bunu en iyi, etkili şekilde yapacak ve en büyük yararı sağlayacak parti, hiç şüphesiz MHP olurdu. Bütün Türk milleti şahittir ki, FETÖ ihanetini bu ülkede ilk görüp, uyaran ve söylediği her şeyde kesin şekilde haklı çıkan parti MHP olmuştur. Sadece FETÖ mü, ülkenin bugün yaşadığı terörden dış politikaya, demokrasi ve hukuk sorunlarından ekonomiye kadar her meselede bütün tespitleri, bütün uyarıları haklı ve doğru çıkmıştır. AKP bunların tamamında büyük savrulmalardan ve bu millete ağır bedeller ödettikten sonra, MHP'nin çizgisine gelmek, dediğini yapmak zorunda kalmıştır.
CHP BÜYÜK TALİHSİZLİKTİR
Bir iddiada bulunmuyoruz. Akıl ve vicdan sahibi herkesin gördüğü, bildiği ve kabul ettiği bir tespit yapıyoruz. Muhalefet partisi olarak bir tarafta MHP, diğer tarafta CHP var. Bir MHP'nin bu ülke ve millet için yaptıklarına bakın, bir de CHP'nin iktidarı yıpratmak ve siyasi fayda elde etmek uğruna içerideki ve dışarıdaki vatan-millet düşmanları ile nasıl işbirliği içine girdiğini düşünün. CHP'nin FETÖ ihanetinin yıldönümünde, birlik ve beraberliğin sağlanması için bütün girişimleri boşa çıkarması ve tarihin gördüğü bu en büyük kalleşliği sulandıracak bir tavır içine girmesi, kendileri adına da, Türk milleti adına da büyük bir talihsizliktir. Böyle bir muhalefet anlayışı, böyle bir siyasi parti varken, düşmana ne gerek var. CHP hepsinin yerini dolduruyor.
DESTANLAŞMIŞ HAYAT
MHP'nin yapıcı, sahiplenen, kucaklayan, ülke ve millet menfaatlerini öne alan, çözüm üreten ve rahatlama sağlayan bu siyasetinin bazı kesimlerde rahatsızlık doğurduğu herkesin malumudur. Bu yeni bir şey de değildir. MHP siyaset sahnesine ilk çıktığı günden itibaren bu tür hücumlara uğramış, çeşitli badireler atlatmış, ama yılmadan, yorulmadan yoluna devam etmiştir. Alpaslan Türkeş'in hayatı bu mücadelelerin destanlaşmış hatıralarıyla doludur. Rahmete kavuşması ile birlikte Türk milliyetçiliğinin sonunun geldiği, ülkücülerin dağılacaklarının hesabını yapanlar hiç de az değildi.
ŞAHLANIŞ VE SİNSİ OYUNLAR
Sayın Devlet Bahçeli'nin Genel Başkanlığı bu hesapları boşa çıkarmakla kalmadı, yeni bir silkinişin, yeni bir şahlanışın da yolunu açtı. 1997'de Genel Başkan seçilen sayın Bahçeli, girdiği ilk genel seçimde MHP'yi tarihinin en yüksek oy oranına ve iktidara taşıdı. Bu durum vatan-millet düşmanlarında büyük bir panik oluştururken, MHP üzerindeki sinsi oyunlar da sıklaştı. 2002 seçim sonuçları, MHP ile hesabı olanları ümitlendirdi ve cesaretlendirdi. Partiyi ele geçirmek için çeşitli kumpaslar kuruldu, hepsi sayın Bahçeli'nin dirayeti, devlet adamlığı, öngörüsü ve mücadele azmi sayesinde boşa çıkarıldı. 2007 seçimlerinde yeniden meclise dönülmesi ile MHP üzerinde hesap yapanlar biraz sindiler, ama asla vazgeçmediler ve fırsat kolladılar. Zamanın iktidarından da cesaret alan ve 2010 referandumu ile birlikte yargıya ve devlete iyice yerleşen FETÖ, şeytani planlarını devreye soktu. Doğrudan sayın Bahçeli'yi hedef aldı. Ergenekon ve Balyoz kumpasları kurulurken diğer taraftan da MHP'ye komplolar düzenlendi ve 2011 seçimlerine bu alçaklıkların gölgesinde gidildi. Sonrası malum, AKP ile girdikleri bilek güreşini kaybettiler. 17-25 Aralık'la birlikte yeni bir dönem başladı. AKP ile yollarını ayırmak zorunda kalan FETÖ, bütün imkanlarını MHP'yi ele geçirmek için kullandı. 7 Haziran 2015 seçim sonuçlarına bağlı olarak, önce MHP'yi HDP ile hükümet kurmaya zorlamak için türlü entrikalar çevirdiler. 1 Kasım seçimlerinden sonra, her türlü arsızlık ve büyük kepazelikler sergilenerek, bir oldu-bitti oluşturulmak istendi.
TARİH YAZILDI
Sadece genel hatlarını hatırlattığım son 20 yıllık süreç Sayın Bahçeli'nin Genel Başkanlığı sırasında yaşadıklarının çok kısa bir özetidir. Ayrıntılarında çok daha çarpıcı, ibret veren gelişmeler yaşanmıştır. Sayın Bahçeli'nin Genel Başkanlık sürecinde başlı başına bir tarih yazılmıştır. Bu tarihin ayrıntıları, Genel Başkan Yardımcısı Sayın Semih Yalçın'ın gazetemizde yayınlanmakta olan, "FETÖ İhaneti ve Devlet Bahçeli Gereği" yazı dizinde yer almaktadır. Yazı dizisi, MHP'nin ve Türk siyasetinin son 20 yılını hatırlatmakta ve ışık tutmaktadır. Sayın Bahçeli'nin 1997 yılındaki Olağanüstü Kurultayda genel başkan seçildikten sonra, hangi liderlik sınavlarından geçtiği, Milliyetçi-Ülkücü camiayı bilgeliğin gölgesinde toplayarak sakin limanlara nasıl ulaştırdığı ayrıntıları ile anlatılmaktadır.
HER ŞEY BELGELİ
AKP gücünün zirvesindeyken, FETÖ elebaşı henüz "muhterem Fetullah Hoca Efendi" ve FETÖ, "hizmet hareketi" diye anılırken, Devlet Bahçeli, bu ihanet şebekesiyle nasıl mücadele ettiği, kaset operasyonu ile MHP'yi çökertme ve ele geçirme hamlesinde asıl hedefin kim olduğu ve bu kalleşliğin nasıl savuşturulduğu, bu yazı dizinde çarpıcı şekilde ortaya konulmaktadır. MHP kaset operasyonuna uğradığında tepki verince saldırıya geçenlerin, 17-25 Aralık sürecini yaşayınca ne yaptıkları, sözde muhalefet hareketini hangi medya organlarının nasıl destekledikleri, FETÖ'nün MHP'yi ele geçirerek partileşme ve siyasi sığınak bulma arayışının nasıl engellendiği gün gün gelişmelerle hatırlatılmaktadır. 15 Temmuz gecesi diğer liderler ortada yokken, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin parti karargâhına nasıl geldiği ve ne yaptığı, Başbakanı arayarak ne dediği, milletimizin tanklara karşı göğsünü siper etmesinde, askerî ve sivil devlet kurumlarında darbe girişimine karşı şiddetli bir direniş oluşmasında MHP'nin açık ve kesin tavrının nasıl belirleyici bir rol oynadığı, yine belgeleriyle sunulmaktadır.
Sayın Semih Yalçın'ın hazırladığı ve gazetemizde yayınlanmakta olan, "FETÖ İhaneti ve Devlet Bahçeli Gereği" yazı dizinin dikkatlice ve sonuna kadar takip edilmesini önemle tavsiye ederim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.