Kandil'e Türk Bayrağı dikilmeli
Pençe-Kartal’dan sonra, Pençe-Kaplan Operasyonu bu hainlere hiçbir şekilde hayat hakkı tanınmayacağını, nereye kaçarlarsa kaçsınlar, hangi ine girerlerse girsinler bulunup yok edileceklerini hem kendilerine, hem de bütün dünyaya net olarak göstermiştir. Haftanin bölgesinin temizlenmesi ile bu katil sürüsünün etrafındaki çember daha da daralacaktır. Kandil’e Türk bayrağının dikileceği günlerin de çok yakın olduğu kanaatindeyiz.
Terör; Türkiye’nin başındaki en büyük bela, en ağır sorundur. Türk milleti ile meselesi olanların yıllardan beri kullandıkları bu belanın defedilmesi için şimdiye kadar çok ağır bedeller ödedik. Nice vatan evladı, hayatlarının baharında bu ülkenin bölünmez bütünlüğü uğruna gözlerini kırpmadan toprağa düştü. İşin ekonomik boyutu ayrı bir meseledir. Terörle mücadeleye harcadıklarımızı, bu ülkenin kalkınması, bu milletin refahı için kullanabilseydik şimdi çok farklı noktalarda olurduk.
EN DENEYİMLİ ÜLKEYİZ
Her ne olursa olsun, hangi bedeli ödersek ödeyelim, ne ülkemizin milli birliğinden vazgeçeriz, ne bir karış toprağımızı feda ederiz. Artık bu işe bir son vermenin zamanı çoktan gelmiştir. Yapılması gereken bellidir. Terörle çok yönlü ve kararlı bir mücadele edilmesi gerektiğini yıllardır söylüyoruz. Taviz vererek, anayasa değiştirerek, siyasi uzantılara alan açarak terörün bitirilmesi mümkün olamayacağı gibi, daha da ileri gitmesinden başka sonuç doğurmamıştır. Çok şükür bu yanlışlardan dönülmüştür ve artık terörle olması gerektiği gibi mücadele edilmektedir. Türkiye, terör konusunda dünyanın en deneyimli ülkesidir. Başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere bütün güvenlik birimlerimiz ve istihbaratımız, hem bilgi ve beceri olarak, hem eğitim ve kapasite bakımından, hem de teçhizat ve kararlılık açısından her türlü terörün üzerinden gelecek donanıma sahiptir.
KENDİ İŞİMİZİ KENDİMİZ GÖRÜYORUZ
Terörle mücadelede bir başka zorluğumuz da, kullandığımız, silah, mühimmat ve teçhizatın dışarıdan alınmasına bağlıydı. İhtiyacımız olan silah ve malzemeyi ya vermiyorlardı, ya eksik veriyorlardı veya kullanımında sorun çıkarıyorlardı. Sadece bu kadarla da kalmadı. Bize vermediklerini terör örgütlerinden hiçbir zaman esirgemediler. Başa ABD’yi koyun, Avrupa’nın neredeyse bütün ülkeleri ile devam edin, Rusya ve İran’ı ekleyin, İsrail ve Suudi Arabistan ve başka bazı Arap ülkeleri dâhil olmak üzere, Türkiye’nin karşısındaki terör örgütlerine, PKK’dan FETÖ’ye, DHKP-C’den DEAŞ’a kadar yardım etmeyen, silah vermeyen, korumayan, kollamayan hiçbir kimse kalmadı.
İÇERİ-DIŞARI FARK ETMİYOR
Bunu da aştık. Kötü komşu, bizi mal sahibi yaptı. Helikopterinden obüs toplarına, insansız ve silahlı hava araçlarından her çap ve kalibredeki silaha, zırhlı araçlardan nakil vasıtalarına kadar ihtiyacımız olan her şeyi kendimiz üretiyoruz ve kullanıyoruz. Son yıllarda büyük bir isabetle geliştirilen ve sahaya sürülen bu silahlarla birlikte, sadece terörle mücadelede değil, bölgede bütün dengeler değişti. Daha etkin, daha belirleyici bir konum kazandık. Gelmelerini beklemiyoruz, biz gidiyoruz. Kimin ne dediğine, ne yaptığına bakmadan ister içeride olsunlar ister dışarıda bulunsunlar, teröristi ininde yakalıyor ve yok ediyoruz. Ne arkalarındaki ağababaları, ne kendilerince yaptıkları tahkimatlar veya aldıkları tedbirler, malum akıbetlerini değiştirmiyor.
BULUNUP YOK EDİLECEKLER
Mesaj açık ve nettir. Teröre hiçbir şekilde geçit verilmeyecek, teröriste asla müsamaha gösterilmeyecektir. Buna hiç kimsenin engel olabilmesi de mümkün değildir. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı Harekâtları bunun için yapıldı. Sonrasında terör temizliği kararlılıkla devam ettirildi. Pençe-Kartal’dan sonra, Pençe-Kaplan Operasyonu bu hainlere hiçbir şekilde hayat hakkı tanınmayacağını, nereye kaçarlarsa kaçsınlar, hangi ine girerlerse girsinler bulunup yok edileceklerini hem kendilerine, hem de bütün dünyaya net olarak göstermiştir. Irak’ın kuzeyinde bulunan ve bölücü teröristlerin üs olarak kullandığı Sincar, Karacak, Kandil, Zap, Avaşin-Basyan ve Hakurk merkezli terör yuvaları teker teker yok edilmektedir. Haftanin bölgesinin temizlenmesi ile bu katil sürüsünün etrafındaki çember daha da daralacaktır. Kandil’e Türk bayrağının dikileceği günlerin de çok yakın olduğu kanaatindeyiz.
CHP VE YANCILARI, AKILLARINI BAŞLARINA ALMALI
Türkiye›nin terörle mücadele kararlılığını, zulüm ve ihanete aman vermeyen milli karakterinin taviz ve tavsama göstermeden icra ve ifa edilmesini büyük bir memnuniyetle takip ediyoruz. Birilerinin beklediği ve istediği gibi, Türk milleti terörle yaşamaya asla alışmayacaktır. Bu hain sürüsü ile mücadele her yerde, her ortamda amansız şekilde devam edecektir, etmelidir. Türk milletinin bu konuda tek ses, tek yürek, tek yumruk olduğunu biliyoruz.
Dileğimiz, CHP ve yancılarının da PKK ve FETÖ gibi terör güruhları ile her türlü ilişkilerini kesmeleri, yaptıkları iş birliğine son vermeleri ve bir milli duruş ortaya koymalarıdır. Bunun onlar açısından çok zor olduğunu biliyoruz. Hatta, bu defa da çıkıp, “Ne işimiz var Haftanin’de?” derlerse hiç şaşırmayacağız.
BAŞKA YOLU YOK
Terörle mücadele kesintisiz şekilde her alanda sürdürülmelidir. Sadece dağdaki katiller değil, onlara yardım eden, kollayan, koruyan, mali imkân sağlayan, silah verenler, alan açan, siyasi destek sağlayanlar da bu mücadeleye dâhildir. Terörle arasına mesafe koyamayan her kim olursa olsun hukuk işleyecek ve herkes yaptığı ihanetin bedelini ödeyecektir. Bunun başka yolu da yoktur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.