Fakir ülkeler fakir oldukları için fakirdirler…
Konu ekonomi olunca, sıkıcı rakamlar kaçınılmaz oluyor.
İşte, “O sıkıcı rakamlar…”
Hazine Müsteşarlığı verilerine göre: 2017 yılı Haziran sonu itibariyle dış borç: 432,4 milyar dolara çıktı.
Dış borçların milli gelire oranı, yüzde 52 oldu. Diğer bir deyişle dış borç milli gelir toplamının yarısını aştı.
Sıkıcı rakamlara sabretmeyi başaran vatandaşlarımız için devam edelim:
2017 Yılı sonuna kadar; Faiz dahil 46 milyar 67 milyon dolar dış borç ödenecek…
2018 Yılı 2017’den daha fena, ödenecek dış borç faiz dahil 64 milyar 787 milyon dolar…
***
Neden borçlanırız, neden bu kadar faiz öderiz.
Bu sorunun cevabını bize, Prof. J. David Singer ve Prof. Ragnar Nurkse tarafından ortaya konulan “YOKSULLUK KISIR DÖNGÜSÜ TEORİSİ” versin.
Teoriye göre; “Fakir ülkeler fakir oldukları için fakirdirler.”
Yani, düşük gelir elde eden bir ülke, düşük tasarruf yapar ve haliyle yatırımlarının oranı da düşük olur. Devletin tüm çabalarına rağmen eldeki bu düşük yatırım ile yine düşük bir gelir elde edilecek ve söz konusu “KISIRDÖNGÜ” sürüp gidecektir.
Bizim reel politika izleyen siyasetçiler, gelecek seçimleri kazanmak için görünür hizmetler ile halkın beğenisini ve oyunu almak için yarışırlar. Bu görünür hizmetler, genellikle inşaat, yol, köprü, hava alanı, hastane, okul gibi alt yapı hizmetleridir. Bu yatırımları yapabilmek için, toplam harcamadan artan gelir (tasarruf) ile kaynak yaratmak zorundayız. Fiili durumda ise, bütçemiz sürekli açık vermekte, aradaki fark iç ve dış borçlanma ile finanse edilmektedir.
Ülke kaynakları yeterli olmayınca dış borçlanma ile yatırımları finanse etmek en kolay yoldur. Bununla yetinmeyen zamane siyasetçilerimiz, “YAP-İŞLET-DEVRET” modeli ile yol, köprü gibi alt yapı yatırımlarına yönelmişlerdir. Bizim burada verdiğimiz dış borç rakamlarına bu tür borçlanma rakamları da dahil değildir.
Ülkemizde üretime yönelen yatırımlar yok denecek seviyede.. Mevcut sanayimiz de katma değeri yüksek ürün üretememektedir.
Sürekli istihdam yaratacak yatırımların yetersiz olmasının doğal sonucu olarak işsizlik dayanılmaz boyutlara ulaşmış durumda. Tüm bu dertler yetmezmiş gibi, birde sayıları dört milyona yaklaşan SIĞINMACI sorunumuz var. Artı, Irak ve Suriye sorunu ile çok değerli insan kaynağımızın teröre kurban verilmesi de dayanılmaz acılar yaşamımıza neden oluyor...
Sonsöz: Dış borç, iç borç, “YAP İŞLET DEVRET” borçları ekonomide kriz sinyalleri veriyor. Onun için zam ve vergi artışları ile kemer sıkma politikası devreye girecek. Bu acı reçeteye hazır olalım…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.