Türkiye'nin hemen her noktası "Kırmızı Noktaya" dönüştü. İnsanlar arası ilişkiler kırmızı yarığa dönüşüyor. Buna mukabil sınır ve sınırı olmayan komşularımızla irtibatımız kırmızı alarm veriyor. Ekonomimizde durmadan kırmızı yanıyor. İş yok, güç yok, istihdam yok. Esnaf kırmızı kırmızı kan ağlıyor. Çarşılarda hayat durmuş gibi. Dolar yükseliyor. Altın oynak. Zam üstüne zam… Pazarda bile ucuza kurtulamıyoruz.

Okullarımızda bir başka garabet… Operasyon diyerek FETÖ'cü diye bir çok öğretmeni görevden aldılar. Okul kitaplarını okutmaktan vazgeçtiler. Tam bir yeşil operasyon gerçekleştirdiler. Bunların arasında sadece yakınlıkduyar (sempatizan) diyebileceğimiz öğretmenler çoğunlukta. Ancak bu yeşil operasyon, tek başına yeşil kalırsa bir işe yaramıyor. Şu an okullarımızda, öğrencilerin kitapları eksik, okullarımızda eğitim personeli eksik, hizmetli açığı var. Kapısında güvenlik görevlisi olmayan okullarımız var.

Okullarımızda, vatan haini, nankör, insanları yok etme makinesi PKK'lılar mevcut. Kızıllıkları ile Türk'e kin kusan, nefretini kusan ve bunu yaparken etrafı da batıran kızıllarla dokunulmuyor bile. Okullarımızda kızıl pardon kırmızı alarm veriyor. Türk Devletine düşman olanlar korunuyor.

Deliler serbest. Olmayan akıllarına geleni ifade ediyorlar. Kurtuluş Savaşını keşke Yunanlılar kazansaydı diyen deli, Lozan'ın Zafer mi Hezimet mi? Olduğunu sorguluyor. Deliye inanan zır delililer onun ağzından konuşuyor. Tarih böylece yeşillerin eliyle kızıla boyanıyor.

Güvenlikte deseniz her yanımız kızıl. Kan deryası. Dağlarımız, şehirlerimiz, sınırlarımızda militan formalı teröristler, saldırıyor, bombalar patlatıyor, karakollara, lojmanlara, saldırıyor. Bu insanlık düşmanı ihanet temsilcileri, basındaki, politikadaki elçileri vasıtasıyla destekleniyor. İhanet git gide büyüyor. Marksist-Leninist oldukları için kızıl ejderhaya dönüşüyorlar. Kalabalık noktalar bu hain insan müsveddeleri tarafından, bulunulması sakıncalı kırmızı noktaya çevriliyor.

Ana muhalefet MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman'ın söylediği gibi, PKK'nın don lastikliğini yaptığı için durmadan don düşüyor. Her açıdan, tamamen kırmızı nokta… Teröre destek, bölünmeye destek. Katliamlara ortak, bebek katilini ev hapsine istekli… PKK'nın rijit istemlerini demokratik karşılayan, TBMM'de PKK'nın 2. politik organı gibi davranan sözde demokrasi havarisi kızılcıklar topluluğu.

Yargıyı kana bulayanlar, ülkeyi kan akıtarak kızıllaştıranlar, kendi askerine, polisine, korucusuna, kendi halkına kurşun sıkan darbecileri de eklersek, her tarafımız kafalarına yerleşen kızıllıkla hareket eden bir sürü insanla karşı karşıyayız.

Memlekette yargı ayaklar altına alınıyor, anayasa delik deşik ediliyor, bir kişinin hakimiyetini andıran yönetim şekli Başkanlık da başkanlık diye dayatılıyor. Muhtarlar toplantısında, mimarlar toplantısında, darbe konuşmasında, yeşil operasyonlarda, bölücü terörden söz ederken, hatta cenaze törenlerinde, her yerde, Başkanlıktan söz ediliyor. Başkanlıkla yatıp, başkanlıkla kalkıyoruz. Bu yüzden demokrasi askıya alınmıştır. Anayasal düzen çiğnenmiş, Başkanlık babında fiili olarak hareket edilmektedir.

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay'ın şu ifadeleri nasılda güzel olayı özetliyor. "MHP olarak bizler demokrasiye ve parlamenter rejime yürekten inanan ve onu geliştirme yolunda çaba gösteren bir partiyiz. Her türlü hukuksuz 'oldu bitti'ye, fiili duruma, nereden gelirse gelsin her türlü darbe teşebbüsüne karşıyız. Ülkemizde parlamenter demokrasiyi yerleştirmenin en temel şartlarından birisi demokrasiye ve hukuk ilkelerine sarsılmaz bir şekilde bağlı olma tavrımız iktidar da olsak, muhalefet de olsak değişmemiştir, değişmeyecektir."

Bu fiili duruma son vermeliyiz. Yoksa bir gün kalktığımızda, her sokakta, caddede, kendi evimizde bizi gözleyen, dinleyen Büyük Biraderle karşılaşacağız.

Kızılı kullananlar yeşiller. Mevcut durum iyice karpuzlaşıyor. Riyalardan ve riyakarlardan kurtulmak için, insanların içine, özlerine bakmak zorundayız. Ne çektiysek hukuksuz hukuk isteyenlerden ve buna 'fiili durum bu' diyerek rıza gösterenlerden çektik.

Sağlıcakla kalın!