Öncelikle PKK tarafından patlatılan bombayla şehit edilen erlerimize bir Fatiha okuyarak başlayalım güne. Bu kan doymayan tahtakurularına, kanla şişen ve bu işte hiçbir maneviyat eksikliği, günah kabul etmeyen bu örgütü, taptıkları ateşte insanlığı yakanları hala terörist diye itham etmeyen kim varsa yazıklar olsun diyoruz. Hala demokrasi adına, sözde, hak, hukuk, adına asker, polis, korucu katili bu dağ örgütüne sahip çıkıp, onları dağ kamplarında, gitar çalan, izmarit toplamak için mıntıka temizliği yapan gençler olarak gören ve millete öyle yansıtan… viskilerini yudumlarken, onları bir türlü terörist kabul etmeyen, bebek katilini Kürt halkının önderi olarak gören ve onun emrinde kulluk, kölelik yapan bir parti için, 'Oyum HDP'ye' diyen kim varsa yazıklar olsun.

Tarafımızca, Lider Devlet Bahçeli tarafından söylemiş olan, {"PKK terör örgütü değildir" diyen herkes PKK'lıdır.}  diyen manidar sözü geçerlidir. FETÖ perdesi yüzünden gizlenen bu gerçeği unuttuğumuzu sanmayın, Dökülen kanları nasıl unutalım? Giden fidanları nasıl unutalım? Öldüren, yaralayan, yakan, yıkan, hiçbir insani yanı olmayan böyle bir örgütü sütten çıkmış kaşık gibi göstermek kime ne kazandırır?

Her günümüz FETÖ oldu, operasyonlar tüm hızla devam ediyor. Hala temizlenemedik. Yakalananlar da Bank Asya'da hesabı olan ıvır zıvır işlerden. Kafa  adamlar hala ortada yok, siyasi ayakları hala ortada yok. Bu işin askeriye imamı, polis imamı, yargı imamı, her şeyin bir imamı var da, nasıl oluyor da politik imamı yok? Hükümeti acilen uyarıyoruz, 'politik imamı' bulun.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Ataş, son zamanlarda gündeme gelen AKP içindeki FETÖ'cülerin temizlenmesi ile ilgili tartışmaları dillendirenlere yanıt vermiş, "Ak Parti'nin içinde FETÖ'cü varsa, Ak Parti kadroları kendisi temizler. O seni ilgilendirmez."

Bu yetkili bir kişinin vereceği cevap mı Allah aşkına, böyle bir cevap olur mu? Senin Cumhurbaşkanın, Başbakanın, biz bunlar arsalar tahsis ettik verdik diyecek, sen kimseyi ilgilendirmez diyeceksin. Genel Başkanın bu vaizle dershaneler yüzünden kavgalıyken, Pensilvanya'ya giderek milletvekilleriniz görüşecek (Sözcü'de yayınlanan foto), adamın önünde adeta canlı kalkan olacaksınız sonrada çıkıp ortaya, seni ilgilendirmez diyeceksin.

Yok muhterem yok, bal gibi de bizi ilgilendirir. Mademki yaptığınız tespitten Türkiye'nin zehirlendiğini anladınız, başta kendinizi bağırsaklarınızı temizlemek zorundasınız.  Vebal sizde bu işin politik imamını bulmak zorundasınız, ucu kime dokunursa dokunsun. Bunu yaptığınız an bütün girift ilişkiler çözülecek, Türkiye gerçekten felaha erecektir.

Dikkat edeceğiniz husus, milli Eğitime aldığınız sözleşmeli öğretmen adaylarına sorduğunuz sorulardır. İnsanları olmadık gibi davranmalarına, yalan söylemelerine sebep olmayın. Başka bir yönden bu insanları başka bir felaketin kulları olarak okullara almayın. Sizden istenen, Atatürk'ün söylediği gibi Türkiye'yi, "Muasır medeniyetler seviyesine" çıkarmaktır. Yolumuz aydınlık Türkiye olmalıdır.

Oraları mesleğini bilen, çağdaş, liyakatli, insanlarla doldurulmalıdır. Sorduğunuz sorular insanların siyasi kişiliğini belirlemekten öteye geçmez. Yeni bir canavar örgüt ortaya çıkarmaktan başka bir işe yaramaz.

İnsanları fişlemekten, ayrımcılık, yapmayın. Devletinden nefret ettirmeyin. Okullarda 4 yıl verdiğiniz yüksek öğretimin hakkını sorun ve isteyin. Ötesini yapıp cemaatleşmeyin!

Sağlıcakla kalın!

Fikri ATILBAZ