Kumpas Türkiye'ye kuruldu

ABD'deki kurgu davada açıklanan karar, bütün endişelerimizi haklı çıkarmış durumdadır. Hakan Atilla'nın suçlu bulunmasına gerekçe gösterilen şeyler, bu işin burada bitmediğini ve arkasının geleceğini gösteriyor. ABD Hazine Bakanlığı'nı dolandırmak için kumpas kurma iddiası dahi başlı başına neler olacağını anlamaya yeterlidir. Türkiye'de yaşayıp ABD Hazine Bakanlığı'nı dolandırmak için kumpas kurmak tek başına yapılacak bir iş olmadığına göre, belli ki kapsamı genişletecekler. Çok yüksek ihtimalle yeni davalar gelecek. Kim bilir belki de, büyütüp besledikleri ve zamanını bekledikleri yeni hainleri piyasaya sürecekler.           

HAKAN ATİLLA KONTAK NOKTASI

Hakan Atilla, bu davadaki en masum kişidir.  Buna rağmen daha sonraki adımlar için bir kontak noktası olarak kullanılmıştır. Ortada bir kumpas olduğu doğrudur. Ancak, bu kumpas Türkiye'ye kurulmuştur ve hukuk  bütün dünyanın gözleri önünde, hoyratça alet edilmiştir. Kumpası kurmak için ABD istihbarat kurumlarının özel görevler üstlendiğini, tezgahlar kurduğunu ve davaya doğrudan müdahil olduğunu ibretle izliyoruz. Parayla satın aldıkları ve FETÖ bağlantılı hainleri kullanıyorlar. Açıklanan kararla birlikte, Türkiye'nin ekonomik temeline dinamit döşemek için kurulan bu kumpasta yeni bir aşamaya gelinmiştir. Eş zamanlı olarak sosyal ve siyasal sistemi etkilemek hedeflenmektedir. Hükümeti zor durumda bırakacak diye, bu rezil duruma rıza gösteremeyeceğimiz gibi, sessiz de kalamayız.

TÜRK MİLLETİ HER ŞEYİN FARKINDA

 Dışarıda kurulan kumpasları, yapılan düşmanlıkları biliyor, görüyor ve tedbirlerimizi alıyoruz. Ancak bizi asıl üzen ve tedirgin eden, bu ihanetlere içeriden ve açıkça destek verilmesidir. Olayın bütün ayrıntıları ortaya çıkmıştır. Rıza Sarraf denilen karanlık ve kaçak şahıs, Türkiye'de özel olarak kullanılmış, sonra da kaçmış, daha doğrusu kaçırılmıştır. Daha da önemlisi bu hazin durumun sadece Rıza Sarrafla sınırlı olmadığıdır. Başka hainlerin de özel olarak görevlendirildikleri, korundukları ve şimdi de kullanılmak için ABD'ye götürüldükleri anlaşılıyor. Buna rağmen, sırf siyasi rant elde edebilmek için akı-karayı birbirine karıştırmak ve kumpası kuranların işlerini kolaylaştıracak değerlendirmelerde bulunmak, kimseye bir şey kazandırmayacaktır. Türk milleti her şeyin farkındadır ve bu tür soytarıların gayretleriyle duruşunu bozmayacaktır.  

YARGI SAHASI TÜRKİYE'DİR

 Hiçbir zaman ortada bir suç veya suçlu olmadığını söylemedik. En başında ne dediysek, bugün de o noktadayız. Ortalığa çok vahim şeyler saçılmıştır ve bunların mutlaka aydınlatılması gerekmektedir. Rıza Sarraf denilen şarlatanın Türkiye'ye iadesinin istenmesi ve yargılanması gerektiğini de defalarca yazdık ve söyledik. Nitekim, ortada eğer bir suç varsa, bu Türkiye'de işlenmiştir ve dolayısı ile yargı mercii ve yargı sahası Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bu açık ve kesin gerçeğe rağmen, mesele başka yerlere çekilmektedir. Artık bir uluslararası kumpas kurulduğunda hiçbir şüphe kalmamıştır, ama bunun hükmünün Türkiye'de geçmeyeceği iyi bilinmelidir. Bu dava FETÖ'cülerin merkezinde olduğu kurmaca bir şekil almıştır. Türkiye düşmanlarını ümitlendirmiş ve heyecanlandırmıştır. Bunu boşa çıkarmak her vatanseverin görevidir.  

TARAFIMIZ BELLİ

 Milliyetçi Hareket Partisi ilk günden itibaren kesin ve net bir tavır ortaya koymuştur. Sayın Devlet Bahçeli açıklamalarında, Türkiye'nin varlığına yönelik gelişmelere duygusuz, tarafsız kalmayacağını belirtmiş ve "Tarafımız sonsuza kadar Türkiye Cumhuriyeti'dir. Tarafımız son nefese kadar Türk milletidir. Zulüm karşısında; ihanet, melanet ve rezaletin kuşattığı bir ortamda tarafsızlık bize göre namussuzluktur." Diyerek son sözünü söylemiştir.

          ABD'nin son dönemlerde Türkiye'ye karşı sürdürdüğü düşmanca tavır artarak devam etmektedir. Soğuk savaş yıllarından itibaren kurulan ilişkiler geride kalmış ve yeni bir aşamaya gelinmiştir.  "Stratejik Ortaklık" yerini siyasi kumpaslara ve stratejik düşmanlıklara bırakmıştır. ABD ve Avrupa ülkeleri Türkiye'ye karşı zaten hiçbir zaman samimi olmadılar. Karşılaştığımız bütün darbelerde ABD'nin bir şekilde parmağının olduğunu artık biliyoruz. Başımızdaki terör belasının arkasında ne yazık ki, yine bunlar var. Artık gizleme gereği dahi duymadan Türkiye'yi açıktan hedef alıyorlar. Bunun karşısında elbette bizim kendimizi koruma, savunma ve yeni hamleler yapma hakkımız vardır ve bu yapılacaktır.

250 MİLYONLUK TÜRK DÜNYASI

 Bu ikiyüzlülük ve düşmanlıklar beraberinde yeni arayışlar, yeni ittifaklar, yeni yapılar da ortaya çıkarıyor. Türkiye'nin yeni çıkış yolları araması, yeni ittifaklara yönelmesi, menfaati doğrultusunda pozisyon alması bir mecburiyet halini almıştır.Bunu başka yerlere çekmemek ve istismar etmemek gerekiyor. Bütün mesele ilişkilerin karşılıklı menfaat üzerinden ve sağlam temellere dayalı olarak kurulması ve yürütülmesidir. Unuttuğumuz veya ihmal ettiğimiz bir başka gerçek de Türk dünyasıdır. 250 milyonluk bir Türk dünyası arkamızda duruyor. Şangay beşlisi peşinde koşmak yerine Türk Cumhuriyetleri ile yeni ve ileri ittifaklar oluşturmak çok daha gerçekçi olacaktır. Daha önceki hükümetler döneminde bu denenmiş ve bir hayli mesafe kat edilmişti. Her biri diğeriyle kavgalı İslam dünyasının karmaşasında oradan oraya savrulmak yerine bu imkanı ciddi biçimde değerlendirmenin çok daha isabetli olacağı kanaatindeyiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Orhan KARATAŞ Arşivi
SON YAZILAR