PATRON CHP'Yİ FENA ÇILDIRTTI

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile Türk siyaseti yeni bir döneme girdi. Başta anamuhalefet partisi CHP olmak üzere, birçok siyasi kurum hala bunun farkında değiller. Oysa bu yeni dönemin gereği olan düzenlemelere ve yapılanmalara şimdiden hazırlıklı olmak gerekiyor. Uyum yasaları kısa süre sonra meclise gündemine gelecek ve her şey çok daha açık ve net bir şekil alacak.                                 

İTTİFAK MECBURİYETTİR

MHP lideri sayın Bahçeli, son yaptığı açıklamalarla aslında yeni dönemin hala farkında olmayanları ciddi biçimde silkeledi ve Türk siyasetinin temel gerçeklerini hatırlattı. En son söyleyeceğimizi, şimdi ilan edelim: İttifaklar bundan sonra bir tercih değil, mecburiyettir. 1980 askeri darbesi sonrasında her ne kadar iki partili bir sistem öngörülerek, yüksek barajlı bir seçim kanunu çıkarılmış ve uzun yıllar uygulanmış olsa da, bu hiçbir zaman beklenen karşılığı bulamamıştır. Türk milleti bloklaşmaya izin vermemiş ve tam da Türkiye'nin sosyal yapısına uygun bir meclis tablosunu her dönem sandıktan çıkarmayı başarmıştır. Yapılan 10 genel seçimde hiçbir parti yüzde 50'ye ulaşamadı. Adalet ve Kalkın Partisi arka arkaya tek başına iktidar imkanı yakalamış olmasına rağmen, alabildiği en yüksek oy yüzde 49'5'da kaldı. Oysa Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde ülkeyi yönetme yetkisi alabilmek için yüzde 50 artı 1 oyu mutlaka bulmak gerekiyor. Bunun tek yolu da milletin önüne önceden ilan edilmiş, hukuki ve siyasi bir altyapıya bağlanmış ittifaklarla çıkmaktır.

TÜRKİYE ZOR BİR DÖNEMDEN GEÇİYOR

Sayın Devlet Bahçeli bu kesin gerçeği hatırlatmakla kalmamış, ittifak tercihini de net ve anlaşılır biçimde Türk milletiyle paylaşmıştır. Potansiyel, teşkilat, kadro, program ve iddia bakımında Türkiye'nin en donanımlı ve iktidara en layık partisi olmasına rağmen, MHP'nin şimdiye kadar yapılan seçimlerde aldığı oy oranı yüzde 18'in üzerine çıkamamıştır. Bugünkü şartlarda Cumhurbaşkanı adayı çıkarıp sonuç almanın çok da kolay olmadığı ortadadır. Siyasi farklılıkları öne çıkararak bunun üzerinden yürümek, ülkeye hiçbir şey kazandırmayacağı gibi, kontrolün kaybedilmesi gibi bir tehlikeyi de beraberinde getirebilir. Türkiye, tarihinin en zor dönemlerini yaşıyor. Yeni bir belirsizliğe, siyasi istikrarsızlığa asla tahammül edilemeyeceği gibi, bunun bu ülke ve milletle meselesi olanların işini kolaylaştırmaktan başka bir sonuç doğurmayacağı da kesindir.

PARLAK BİR UFUK AÇILDI

Sayın Bahçeli, ülkenin her zor gününde olduğu gibi, böyle bir dönemde de inisiyatif almış, yol göstermiş ve gereğini yapmıştır. Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday çıkarılmayacağını, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın aday olması durumunda destekleneceğini açıklaması, siyasetteki bütün dengeleri yerli yerine oturtmuş, belirsizliği ortadan kaldırmış ve Türkiye'nin önüne yeni ve parlak bir ufuk açmıştır. Sayın Bahçeli'nin açıklamaları sadece Cumhurbaşkanlığı seçimiyle sınırla kalmamış, milletvekili seçimleri için de ülke şartlarına, hukuka, vicdana ve ahlaka uygun bir ittifak modeli önermiştir. Cumhur ittifakı formülü hiçbir pazarlığa, hiçbir yanlışa, hiçbir soru işaretine yer bırakmayacak netliktedir ve her partinin kendi aldığı oy oranında temsilini öngörmektedir. Her ne kadar bu modelin hayata geçirilebilmesi için iktidar partisinden şimdilik yeterli destek gelmemiş olsa da, kısa zaman içinde bir orta yol bulunacağı kanaatindeyiz.         

İLK TURDA BİTER

2019 seçimlerinde AKP-MHP ittifakının adayı olan Cumhurbaşkanının ki, çok yüksek ihtimalle bu sayın Erdoğan olacak, ilk turda seçilmesi bir ihtimalin ötesine geçmiş ve bize göre kesinleşmiştir. Bu ittifakın ilk turda yüzde 50'nin çok üzerinde, muhtemelen yüzde 60 civarında bir oy oranına ulaşmasını, akıl ve izan sahibi herkes kesin olarak görmekte ve söylemektedir. Daha da önemlisi bu ittifakın 2019 sonrasına da taşınacak olmasıdır ki, CHP için ufukta hiçbir ümit ve ihtimal kalmamıştır. Bu gerçek, siyasetteki diğer siyasi partileri de çok zor durumda bırakmış ve büyük bir açmazın içine düşürmüştür. Özellikle CHP'nin kelimenin tam anlamıyla çıldırdığını ve ahlak sınırlarını sonuna kadar zorlayıp, akla ziyan açıklamalar yaptığını ibretle izliyoruz.         

CHP TASVİYE OLDU

 Grup Başkanvekili Özgür Özel, sayın Bahçeli'yi kastederek "patron çıldırdı diyor ve "MHP'nin kapısına kilit vurulduğunu öne sürüyor. İşin gerçeği şudur: Sayın Bahçeli'nin açıklamalarından sonra CHP'nin siyasetteki varlığı bir kurulu gürültüden ibaret kalmıştır. Gerçek anlamda kapısına kilit vurulan, siyasetten tavsiye edilen ve ülke yönetiminde hiçbir gücü ve iddiası kalmayan partilerin belki de en başında CHP gelmektedir. Bizim gördüğümüzü elbette partiyi yönetenler de görüyorlar ve çaresiz biçimde çırpınıyorlar. Patron çıldırmadı, ama Özgür Özel ve onun temsil ettiklerini bir daha iflah olamayacakları şekilde çıldırttı. Kurdukları "hayır ittifakı" hayalleri, "yüzde 49 bloku" rüyaları başlamadan bitti.  

SİZE DE YOL GÖSTERDİ

Özgür Özel ve avenesine tavsiyemiz, haddini, boyunu, çapını çok aşan değerlendirmeler yapmak yerine, sayın Bahçeli'yi dinlemesi, anlaması ve ona göre hareket etmesidir. Zira aslında, sayın Bahçeli, kendilerine yol göstermiş ve yardımcı olmuştur. CHP sözcüleri, "Hayır blokunu" ayakta tutmaya çalışacaklarını referandumun hemen ertesi günü açıklamışlardır. Nitekim daha sonra da bunu hayata geçirebilmek için görüşmeler yapmışlar ve bunu sürdüreceklerini duyurmuşlardır. Sayın Bahçeli'de hayır blokunu oluşturanları hatırlatıyor. CHP'yi, HDP'yi, İP'i bir araya gelmeye ve ittifak kurmaya davet ediyor. Bundan neden rahatsız oluyorlar? Bu bloku 2019 seçimlerine taşımaya çalışacaklarını ilan edenler zaten kendileriydi. Hiçbir sonuç alamayacaklarını ve kaybettiklerini şimdiden anlamış olmalarını bir gelişme olarak sayıyoruz. Ama bunu bir çıldırmışlık seviyesine ulaştırıp, hakaret ve seviyesizliklere yönelmelerini ne kabul ederiz, ne anlarız, ne de hoş görürüz.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Orhan KARATAŞ Arşivi
SON YAZILAR