Aylardan Eylül. Yaralarımın azdığı, durmadan kanadığı ay. Koca karıların kapalı havalarda romatizmalarının ağrıdığı an gibi.  Yağmur yağacak galiba dedikleri gibi yağmuru beklediğimiz ay, temizlik olsun diye, işkenceleri, Mamakları, C-5'leri unutalım diye beklediğimiz ay. Bildiklerimizi unutalım dediğimiz ay.

Aylardan Eylül. Ankara yazının anıldığı ay. İdam sehpalarının 9 gülümüzü bizden aldıkları ay. Zinde güçlerin bir o yandan, bir bu yandan diyerek denge politikası adı altında müptezelliği meşrulaştırdıkları, politik atraksiyonun askerileştirilmiş adı; Eylül.

Bugün Konak Ülkü Ocağı, bu yaz gününde, bu sıcakta 12 Eylül ve Ülkücü Şehitlerimiz diye bir gece düzenlemiş. Ne sizleri unuttuk ne de kahpe Eylülleri diyor afişlerinde. İdam sehpasına yürüyen 9 fidanımızın resmi var, ay yıldız içinde.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşından sonra, Kuran tilaveti ve şiirlerle süslenen gecede, Mustafa Pehlivanoğlu'nun şahadeti ön planda yer almış. Ayrıca Dilaver Cebeci'nin Başbuğ Alparslan Türkeş'e yazdığı mektup izleyenleri bir hayli heyecanlandırdı. Gece, Başbuğun videoları ile süslenmiş.

Ocaklı gençlerin Mustafa Pehlivanoğlu'nun şahadeti ve mektup yazmasını sahnelemeleri herkesi duygu seline boğdu. Sonra kuş olup uçan idam sehpalarında dünyaya veda eden 9'lar, ilk şehidimiz, hepsi:

-Ben Ruhi Kılıçkıran (4 Ocak 1968)

-Ben Mustafa Pehlivanoğlu (7 Ekim 1980)

-Ben Cevdet Karakaş (4 Haziran 1981)

-Ben İsmet Şahin (20 Ağustos 1981)

-Ben Fikri Arıkan (27 Mart 1982)

-Ben Cengiz Baktemur (2 Mayıs 1982)

-Ben Ali Bülent Orkan (13 Ağustos 1982)

-Ben Ahmet Kesre (31 Ocak 1983)

-Ben Halil Esendağ (5 Haziran 1983)

-Ben Selçuk Duracık (5 Haziran 1983)

Ve en son şehidimiz Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun (20 Şubat 2015) sahneye çıkmaları hep bir ağızdan Ülkücü yemini ettirmeleri izleyenlerin ayağa kalkmalarına ve ellerini kaldırmalarına sebep oldu.

Bütün bunların üstüne söyleşi bölümünde, zindanların bitiremediği, eskitemediği Ülkücü Hareket gibi eskimeyen Taş Medreseli Mehmet Karanfil izleyenleri o günlere götürdü. Hücrede yazdığı güzel şiirlerle konuşmasını süsleyen Karanfil herkese o günleri adeta yaşattı. Cellâtlarına bile hakkını helal et diyen Selçuk Duracık ve Halil Esendağ'ı yakından tanıdık. Sağ olasın eskimeyen Kurt Mehmet Karanfil.

Bu güzel, anlamlı gece için başta Konak Ülkü Ocağı Başkanı Harun Sümen'e ve Ocak Yönetimine teşekkür eder, gecede görev alan her kardeşimi tebrik ederim. Ayrıca konuşmasında bize, 3.Yurdumuzun müjdesini veren İzmir Ülkü Ocakları Başkanı Bilgehan Ağbaba'ya da teşekkürü borç bilirim. Sağ olun var olun Ülkümüzün Bozkurtları…

Kahpe düzenin yiğit çocukları yaşasın Ülkü Ocakları! 

Sağlıcakla kalın!

Fikri ATILBAZ