Niye? Diyerek işin peşine düşenler vardır. Yanıltıcı haberlerden medet umanlar vardır. Dünyaya şaşı bakıp düz gördüğünü sananlar olduğu gibi, şaşlığın düz boyutta kabul edenler vardır. Bu duruma hep tepki gösterip, aynı şekilde bakanlar vardır. Dünya onların gözlerinde onların malı olarak görenler, her gün yolunu buna göre çizenler vardır. Bundan mutlu olanlar vardır. Kendilerinin haber kaynağı olmasından mutlu olanlar vardır. Hep aynı niyetle saldıranlar vardır. Bu yüzden hayatı keşmekeş yapanlar vardır.

Görülen hesapları hep aynı şekilde görenler, aynı yolda yürüyenlerdir. Kafaları düz işletip, kancıklık içinde gezenler vardır. Hayatı hep oyun olarak görenler vardır. Oyunda hep kasa olanlar vardır. Bu oyunların hep oyuncusu olan, bu yüzden bir köşesinden tutunan zavallılar vardır. Bu durum eskiden beri böyledir. Kendini bu şekilde davranarak büyük görenler vardır. Oysa hayat onların gördüğü gibi değildir. Gerçekler hiç de öyle değildir. Bir yalanın değil de, bazen onlarca yalanın peşine takılmışlardır.

Bu yalanlar onu yalan taciri yapmış, yalandan yıkamıştır. O güzel kokular üstlerindeki gerçekten pis kokuların duyulmasını engellemek içindir. Aldatmak, kandırmak içindir. Gerçek pis kokuların çıkmasını, duyulmasını engellemek içindir. Pislik içinde güzel koku yayabilmek gerçek bir oyundur. Ve herkesi kandırmak genelde bu yolla yapılır. Yoksa hiç kimse bile bile bir yalanın peşine isteyerek takılmaz. Ama takılmıştır. Artık onu inandığı yalanlar sürükler. Hareket ettirir. Kendisi dahi bu durumu idrak edip, bu oyunun içinde kalmasının nedeni anlaşılamamıştır. Büyüklük mü, aldatmaca mı, kandırmaca mı, bunu bilemez? Bu eyyamın içinde eyyam perest olarak yoluna, oyununa, kendi adına büyüklük olarak devam eder! Heyhat koca dünya! Bu ne hal dediğinizde farkına varırsınız ki sizde bu oyunun oyuncağı olmuşsunuz. Nafile bir debelenme içinde debelenirsiniz, o kadar. Belki sizin debelenmeniz ile koskoca bir tarih değişecek sanırsınız. O kadar. Nafile dünya içinde bir oyunlara gark olmuş bir eyyam perest olmuşsunuz artık.

ayatı sizi yanlış bakış açılarınızla değerlendirenlerden olamayız artık. Gerçek ne ise o. Bizi adam yerine koymayan, bizim kaygılarımız üzerinde hoplayan, zıplayan türden biri olmanızı zayıflık, Allah'a kulluk olarak görmeyiz. Biliriz ki en büyük ihanet içinde yaşamaktasınız. Allah'ın değil, şeytani bir planla kulun kulu olmuşsunuz. Ve bu oyunu sürdürüp durursunuz. Gerçek gibi, gerçekleri yapıyormuşsunuz gibi. Gerçek nedir bilmeden yalanlara kanar, onları taşıyanları adam yapar, bir de peşlerinden gidersiniz. Hayat deryasında kaybolmaya hazır olursunuz.

Gerçeği, tam gerçeği bulmanız mümkün değildir. Yalanlarla yaşamaya alışmışsınızdır artık. Yılandili gibi dilinizle kendinizi sokmanız emredilmiştir size! Ne anladım demeyin ben bu işten? Anlasanız da, anlamasınız da yapacağınız iş anlamsızlıklara yeni aldatıcı deri bulup, kendiniz gibi aldatılmaya hazır olanları aldatmaktır artık yeni göreviniz. Bile bile ölüme gitmenizdir yeni göreviniz!

Bu uğurda sizi kaybetmek istemeyen Lider Devlet Bahçeli'yi, MHP'yi bile tanımamak göreviniz olmuş. Bazen büyük dervişler size nasıl olmanız, durmanız gerektiğini iyice anlatsa da, siz o yüce insanların ne dediğini anlamaz, yolunuza, karanlıkta yol almaya çalışırsınız. Hayat böyle bir şey işte! Doğrularla birlikte, doğru adamlarla birlikte yol almak, doğru adamların işidir. Ne mutlu bu yola girip mutlu olanlara! Yüce Rabbim bizi kendi yolu olan Allah'ın gerçek yolundan döndürmesin, yüzümüzü Ondan çevirtmesin.

Çevrilenlerden, dönenlerden eylemesin. Gerçeklerin yanında, Allah'ı bularak, idrak ederek, amacı bilerek oluruz. Rabbim her zaman yanımızda olsun!

Sağlıcakla kalın!

Fikri ATILBAZ