Bu ne hal, ne hikmet? Cevap yok? Yıldızlar gökte asılı, ay bir başka? Bir başka güzel oluyor gökyüzü, öylesi mağrur ve şahane. Gökyüzüne çıksak diyoruz öylesine, hazır ve nazırız; ama gökyüzü bu nafile. Can tatlı olur ölmek var, sakat kalmak var, yalnız kalmak var. Ancak Türkeşçiysen ezelden, bunların hiçbiri etkilemez seni. O ve şehitlerimiz yanında yer alır. Sesin çoğalır dev olursun. Bizim devleştiğimiz gibi. Türkeş'in varisi olursun Büyük Türkiye için, Devletleşirsin. Yaşam daha bir onurlu olur, daha bir vakar. Sen yabancılara bakar onlar sana imrenir yoluna devam edersin. Başka bir sayfan yoktur. Başka bir vatanın, başka bir ülken olmadığı gibi, başka bir bayrağında olmaz. Tek millet, tek devlet yürürsün dinince.

Bir başkası yoktur, olmaz, sensiz altının bile değeri yoktur. Onun altın olmasının sebebi sensin. Bastığın yerler, dalgalandırdığın bayrak, yaşadığın sevda, gittiğin yol Allah yolu. Kısılmaz sesin, kesilmez nefesin, biz senin için varız, sen bizim için. Sene Türk diye yaratıldın, budur seni özel, ayrıcalıklı kılan. Dünyaya nam saldın, bu nam geldi sana örtü, giysi oldu çıkaramadılar. İznin olmadı. Çünkü sen Türk kimliğini taşıyordun, çıkarmak haddine mi düştü? Ve ben çıkaramıyorum onu, İslam'la işlemiş içime. Töremize göre bırakıp, terk edip gidemeyiz onu. Hem o yol ki, kutsal, Allah'ın yolu.

Biz ki senin yolundayız Allah'ım, kahpelere inat, serserilere inat, Allahsızlara inat… Yolundayız Rabbim yalnız sana taparak, yürüyoruz yolunda. Ulaşacağız vaatettiğin güzelliklere. Dünya bizim kontrolümüzde. Korku olmayacak kimsede. Biz cennetin aslanları, kaplanları, Bozkurtlarıyız kimsesizlerin. Ölümden korku yok bizlere, Yüce Allah'ın yolcularıyız biz, herkesin gözü önünde yürüyoruz. Ulaşacağız zafere!

Ey bize yüksek, ulvi değerlerden söz edenler, bize çizdikleri yolda yürümemizi söyleyenler. Dönünde gerçeğe bakın bir, biz ne zaman sözümüzden dönmüşüz. Bırakmışız bizden yardım isteyenleri. Gün bizim olacak, akşamı, gecesi, sabahıyla… Gün ortası bizim olacak Allah'ın izniyle. Ve biz yürüyeceğiz uygun bir şekilde. Yolculuk oraya olacak, o güzel cennetine.

Yazılı olanlar, üstüne düşenlerle birlikte orada olacağız. El ele, gönül gönül'e. Allah'ın izni ve inayetiyle orada olacağız. Belki daha önce, belki vaktinde… Söz sana Rabbim hesap günü mutlaka orada olacağız. Hesabımızı vereceğiz gerektiği şekilde. Biz yalnız sana Allah deriz, yalnız sana yaparız, yalnız senden korkarız. Biliriz ki sen hep bizimlesin, yanız hissetmeyiz hiç kendimizi.

Sensiz bu dünyada yürüdük senin için. Senin sonsuz selamını verdik: "Esselâmü Aleyküm ve Rahmetullah" her iki yanımıza. Onun hatrına duruyorsa duruyor dünya. Selam verdik her iki yanımıza gıybetsiz. Allah rızası dedik selam verdik yarınlarımız için. Yine selam veriyoruz. Yine merhaba diyoruz. Yine senin yolunda yürüyoruz.

Esselamü Alaeyküm ve Rahmetullah. Her şeyimizle, tüm benliğimizle, kabul edene kadar, Esselamü Alaeyküm ve Rahmetullah.

Cennetine merhaba.

Sağlıcakla kalın!

Fikri ATILBAZ